Demet Yanardağ yazdı: Zarife

Sabah uyandım. Evimde beni rahatsız eden hiç bir şey yoktu. Evim sanal ortam değildi ama engelleme seçeneği mevcuttu. Çünkü herkesi evime almak zorunda değildim. Sürekli mızmızlanan, hiç bir şeyden mutlu olmayan ya da kötü niyetli insanlardan sakınmamı sağlayan huzur dolu tek yer evimdir benim…

Tatlı uykumdan uyanıp sıcak yataktan çıkmak zor gelse de hazırlandım, sokağa çıktım bir de ne göreyim? Zarife beni takip ediyor. Zarife bizim sokağın kısırlaştırıldıktan sonra çokça kilo problemi yaşayan kedilerinden, hem öyle her mamayı da beğenip yemez. Cabbar gibi pisboğaz değil yani…

Durağa kadar beni takip eden Zarife yüzünden işe geç kaldım, çünkü yolda sürekli bacaklarıma dolanıyor ve kendini sevdirmek istiyordu. Zarife’yi bolca sevdim, sonra yarım saatlik otobüs bekleyişinin ardından zor sığdığım kapısından içeri daldım. Şoför bey siyasetçilere özenmiş olacak sürekli şikayet ediyor, koltuğundan arada bir kalkarak halka sesleniyordu, yolcular ilerlemiyor diye mızmızlanıyordu. İnsanlar da “yer yok otobüsleri fazlalaştırın” diye carlıyor. Her yerde bir kavga bir çekişme…

Ben sadece izliyorum… Belki de oradaki insan yığını Eshot’a en azından bir telefon etse işler değişecek. Halk olarak yöntem de bilmiyor, birbirimizin moralini bozmaktan başka bir şeye yaramıyoruz. Benim için İzmir’de nefes almak gittikçe zorlaşıyor. Çünkü dışarıdaki hiç kimse Zarife gibi asil değil, hiçbiri Zarife gibi sevimli değil, hiçbiri zarife gibi kibar da değil! Her dışarı çıktığımda mızmızlanan mutsuz insanlar görmekten yorulan ben, dışarıda yaşayıp mutlu olan tek canlının Zarife olduğunu düşünmeye başladım… Hızlı geçen arabalara karşı her seferinde kaçış yolunu bulan Zarife, birçok insandan akıllıydı belki de… Yöntem biliyordu, yaşamakta ustaydı…

Oysa biz insanlar, her yeri domine ediyor, başka canlıların yaşam alanlarını mahvediyor üstüne bir de kendi yaşam alanlarımızın içine de ediyoruz… Ah ah hiç Zarife’ye benzemiyoruz!

Peki ama neden?

Yahu biz insanları nefretle yoğuruyorlar. Birbirimizi sevmiyoruz nefret ediyoruz. Hizmetin kötülüğü nedeniyle de birbirimize giriyoruz. Tuttuğumuz futbol takımı farklı diye birbirimize giriyoruz. Irklarımız farklı diye de birbirimize giriyoruz. Dinlerimiz farklı diye de birbirimize giriyoruz. O denli vahşiyiz ki; Birbirimize sevgiyle, anlayışla yaklaşmak yerine iki kelimenin altını oyup, birbirimizi yanlış anlayıp saldırmaya da çalışıyoruz. Eminim bu yazımdan sonra yine art niyeti boyunu aşmış insanlar tarafından pervasızca saldırıya uğrayabilme ihtimaline karşı Zarife kadar asil olacağım. Cevap vermenin gereksiz olduğu insanlardan, aynı Zarife’nin arabalardan kaçtığı gibi kaçacağım…

Çünkü artık saygı da beklemiyorum… Birçok insana saygı da duymuyorum… Birbirimize saygımız olmadığı için yöneticilerden de saygı beklemek biraz abes geliyor bana. Yöneticiler neyi yönetiyor? Ya da bizi yönetmeye mi çalışıyor?

Zarife hiç birinizi umursamıyor, son hız sürdüğünüz hayatınızdan kaçmayı bana öğretiyor… Sevginin sevgiyi doğurduğu, nefretin nefreti doğurduğu bu dünya da bana yaşamayı öğretiyor…

Artık benim adım da Zarife…
Ben aranızda yaşamak zorunda kalanlardanım…

3. SAYI
HOMOJENOkumak İçin Tıklayın!
İndirmek İçin Tıklayın!

1 Comment on Demet Yanardağ yazdı: Zarife

  1. Demet hanım
    Hanım diyorum evet çünkü bir bayan olarak sizin hissettiğiniz kimlik neyse ona göre hitap etmek zorundayız.Sizinle yüzyüze tanışmak istiyorum hayata ve insanlara karşı bakış açımı değiştirdiniz.Teşekkür etmek isterim.

1 Trackbacks & Pingbacks

  1. 3. SAYI – HOMOJEN

Comments are closed.