Ayı Sözlük yazarlarından İtiraflar-3

Ayı sözlük yazarlarının itiraflarına dergimizde yer vermeye devam ediyoruz. Tüm itiraflara sözlük üzerinden ulaşabilmek mümkün. Keyifli okumalar dilerim.

Hazırlayan: dark bear


Arkadaşlarımın, hayatıma soktuğum insanların bana uzak olduğunu sanıyorum. Kimseyi kendime yakın hissedemiyorum tam olarak, ya da tama yakın olarak. Sürekli benden bir şeyler sakladıklarını, bana söylemedikleri şeyler olduğunu hissediyorum ki öyle zaten. Ama bu yeni oluşan bir kuşku, duygu. Sebebiyse, sürekli her şeyi anlatıyor oluşum, özelimin olmayışı ve sonunda elime kimseye anlatamadığım bir şeyin geçmiş olması. Aslında o kadar abartılacak bir şey değil, ama saklamam gerekiyordu, söz verdirilmiştim. Ama bu o kadar zor geliyor ki, “e neler yaptınız?” sorusuna vereceğim “hiç” cevabının ardında yatan şeyleri anlatamadığım için o kadar suçlu hissediyorum ki. Yalan söylüyorum ve içim hiç rahat değil. İlk defa anlatamamazlık yapıyorum, bu yüzden kendimi uzak hissediyorum. Söylesem belki tekrar herkesi yakın hissedeceğim kendime? Tuttuğum şey sır ya da o kadar büyütülecek bir şey değil. Peki ya neden açıklamakta zorluk çekiyorum? Oysaki çok kötü şeyler yapmıştı bana “o” bazılarına göre ki ben hiç üzülemedim, kırılamadım, es geçtim. Bilemiyorum, içime oturdu çok fazla.

karpuzsever


Sabaha karşı yine rüyama girdi bu kız sözlük. Bu sefer oldukça uzun ve net bir rüyaydı. Rüyamda bile onunla tekrar birlikte olma fikri hoşuma gitmedi aslında, sevişirken bile iyi hissetmedim. Ama istedim. Onun da benim yüzümden acı çektiğini, benden başkasını umursamadığını görmek hoşuma gitti. Hatta itip kaktım onu rüyamda.

Unuttum derken rüyama giriyor bu nasıl iş anlamadım. Birlikteyken hep stresli, sıkıntılı hissederdim rüyam da aynı öyleydi. Peki, neden hala aklıma geliyor? Birlikteyken mutlu olmadığım, istemediğim için ayrıldığım (sonra pişman oldum o ayrı), kendimi iyi hissettirmeyen biri neden hala bilinçaltımı ittiriyor dışarı çıkmak için? İlla ki bir sevgilim mi olması lazım aklımdan tamamen silmek için?

(bkz: rüyada eski sevgiliyi görmek)

geronimo



Dün gece kendime verdiğim sözü bozdum. Bilerek sarhoş oldum. Son hatırladığım 4. şarapla kendimi Caracolas sokaklarına vurduğum. Şarkıda der ya “freedom is just another word for nothing left lose” Fark ettim ki 30 yaşın eşiğinde özgürlüğüm ve kendi hayatım dışında kaybetmeye değecek hiç bir şeyim yok. Fark ettim ki o kadar boş bir herifim. Bilincimi alkolün etkisiyle tam kaybetmeden önce teneke mahallelere vurdum. Sabah eve nasıl döndüğümü bilmiyorum. Bir tek bütün param gitmiş, çaldırdım mı, bir şey mi aldım ne yaptım bilmiyorum ve hatırlamıyorum. Çok da önemli değil. Dedim ya kaybedecek tek şeyim 30 yıllık son derece bomboş ve bombok bir hayat.

aigai



Ne zamandır “sevgi, ilgi” istiyorum diye ortalıklarda dolaşırken, aslında bunları benim de yapabileceğimi fark ettim. Yani ben de sevgi vermek, ilgi göstermek istiyorum, ihtiyacı olanlara. Aslında içimde o kadar çok sevgi var ki dağıtabileceğim, daha kimse kullanmadı onları, duruyor yani. Sevgimi paylaştığım kişinin mutluluğu, bana sevgi gösteren kişinin beni mutlu etmesinden daha önemli bence. Ne kadar kötü durumda olanlar vardır, ciddi anlamda bu tür şeylere ihtiyacı olanlar, paylaşasım var sonuç olarak.

karpuzsever



1980 lerin ilk yılları. 5 veya 6 yaşlarım. “Az gel hele” diyen komşunun oğlu. 18 yaşında. “Tamam, -abi-“ diyorum kendisine. Düşüyorum peşine. Bir harabeye gidiyoruz. Güya oyun oynuyor benimle.

-Sen uyuyormuş gibi yap. Ben de senin babanmışım. Seni uyandırıp okula götüreyim.

Yatıyorum üstü açık harabenin bir odasındaki yeşil çimenlerin üstüne. Biraz sessizlik. Sonra arkamdan sarılan bir çift güçlü kol ve belimde hissettiğim sertlik. Tam olanlara anlam vermeye çalışırken sertçe aşağı çekiliyor altımdaki eşofman. Gerisi malum.

Bıraksa çığlıklarım ömür boyu çınlayacak kulaklarında ama sıkıca kapatmış ağzımı. Çıkmıyor sesim.

Günler sonra bir kere daha.

-Gelmezsen annene söylerim.

Sonra bir daha.

Ve ben 6 yaşındaydım. Şimdi 36 yaşındayım. Ve o anki acı halen daha beynimde kazılı. Şu an sana sormak istediğim tek bir soru var komşu oğlu. Hiç ciğerin sızlamadı mı 6 yaşında bir çocuğa bunu yaparken? Ağzımı kapattın belki sesimi duymadın gözyaşlarımı da mı görmedin? Nasıl bir vicdandı bu.

Edit: Geçen yaz haberini aldım, beyin tümöründen ölmüş bizim komşunun oğlu.

bozosnn


Gücün bu denli kutsandığı, bu denli ulu sayıldığı, gücü amaç edinmiş, asla doymak nedir bilmeyen, hep fazlası, hep daha fazlasını isteyen zihniyetten tiksiniyorum… Bir zamanlar bu ülkede komşumuz aç yatarken uyuyamayan, sokakta çocuk görünce bağrımıza basan, engelli birisini görünce yardıma koşan, yaşlıyı asla unutmayan, sürekli birbiriyle üzüntüsünü ve sevincini paylaşan bir toplumduk biz… Neyimizi kaybettik bilmiyorum ama büyük bir parçamızı kaybettiğimiz gerçek… Şimdi insanların yüzlerine bile bakmak istemiyorum, keza çoğunlukla gördüğüm mutsuz ve doyumsuz yüzler…

pisuvardaki siyah kil 3


Zaman zaman ne kadar zor bir hayat yaşadığımı düşünüyorum malum sebeplerden. Hemen hemen çoğu evli olan arkadaşlarıma bakıyorum ve ne kadar şikâyetçi olsalar da çok şanslı bir hayat yaşadıklarına inanıyorum. hetero olup âşık oldukları insanlar ile evlenip gerek duygusal, gerek cinsel, gerek eğlencesel her türlü ihtiyaçlarını karşılayıp sonra çoğunun durumlarından “evlilik zor” diye bahsetmeleri ağırıma gidiyor.

groove is in the heart



Önemsemek gerekti birilerini, kendim olamadım hiçbir zaman o biri. Ben de hayatıma sokmak istediklerimi önemsedim. Önemsedikçe önemsizleştim sanki. Ben nasılsın dedikçe o iyi sen dedi, sonra iyi, sonra ii sonra cevaplar bile gelmedi. Cevapsız sorularımla baş başa kaldım. Nasıl bir duygu bilir misiniz? Sorun anlatırım. Cevapları kendim verdikçe üzüldüm. Üzülmelere tutunamayıp bir de sessizliğime gömüldüm. Her cevaplanmamış sorum bir kucak yalnızlık getirdi bana. Şimdi yalnızlıklarımla mutluyum.

kewashe


Güne ve haftaya benim için çok değerli birisinin bir yakınını kaybettiği haberiyle başladım. Taziye için insanlara telefon etmek sanki o anı tekrar tekrar yaşatacağım duygusu hissettirdiği için bu mecburiyetten yapılan telefon konuşmalarında ne söyleyeceğimi hiç bilemiyorum ve genelde saçmalıyorum. Ağzımdan yanlış bir kelime kaçacak diye çok çekiniyorum.

bv bear


Gay olduğumu herkesten gizleyerek yaşamaktan sıkıldım… Tabii buna yaşamak denirse. Kimseye güvenemiyorum gizli olmamdan dolayı belki ama böyle olması beni huzurlu yapsa da mutlu etmiyor maalesef. Artık güvenmek istiyorum birilerine ve özgürce cinselliğimi yaşamak istiyorum. Kendimi aşamıyorum, utanıyorum. Pasifim resmen tam anlamıyla pasifim.

sweetgayeah


Bundan yaklaşık 15 yıl önce, karşımda ağlayarak beni çok sevdiğini söyleyen bir kadına, ben de ondan hoşlandığım halde “sana karşı bir şey hissetmiyorum git buradan” demiştim. Son yıllarda bana yakınlaşıp bir şeyler hissettiklerime ne zaman ben de yakınlaşsam sebepsiz ve ilginç şekilde uzaklaşıyorlar ve çıkıyorlar hayatımdan. Sanırım geçmişteki o gün lanetlendim ve geçmişim benden çok fena intikam alıyor. İtiraf ederek bu laneti kaldırabilirim ümidiyle yazıyorum şuan ve şuandan itibaren lanetin bozulduğuna dair en ufak bir emare görürsem gelip burada açıklayacağım.

prototype


Bu sorunumu bugün fark ettim. Aslında hep sorundu ama üstünde konuşup düşünmedim. Herhangi bir zaman sokakta yürürken kızlara bakmamaya çalışmak gibi bir sorunum var. Sanki bakarsam onlara yazdığımı sanacaklar, ya dalga geçecekler ya da sokak ortasında paralayacaklar diye korkuyorum. Karşıdan bir kız gelince nereye baksam da ondan hoşlanmadığımı anlasa diye fır fır dönüyor gözlerim etrafta. Erkeklerde öyle mi? Hayır, o kadar kasılmıyorum. Ya da erkekler pek göz göze gelmiyor. Bilemedim. Sonuç olarak sinir bozucu, lanet olası bir şey kızlara bakmamaya çalışmam. Bakmamaya çalışmamı anlayıp da gülüyor olabilirler, o yüzden pek bir mal oluyorum. Hem rahatsız olabileceklerini düşündüm, yani kızın arkasından yürüyen erkekler sürekli onlara bakıyor mesela, ben bile rahatsız oluyorum onlar ona bakarken. Hoş değil. Sonuç olarak bu göz göze gelememe olayı nedendir, nasıl çözülür bilemeyeceğim.

karpuzsever


Arkadaşım çılgınlar gibi âşıktı. Sürekli bana sevgilisinden bahsediyordu. Onun için ölebilirdi. Günün birinde, sevgilisi kendisini hazır hissettiğinde benimle tanıştıracaktı. Aradan günler geçti. Bir öğlen akşam yemeği için beni evine yemeğe davet etti. Bir telefon bekliyordum. Kendisine döneceğimi söyledim. Beklediğim telefon bir saat sonra geldi. Arkadaşımı arayıp, başka bir akşam görüşelim dedim. Tamam, dedi. Zaten, sevgilisinin de bir işi çıkmış. Akşam randevuma gittim. Güzel bir akşam ve gece geçirdim. Bu böyle bir ay boyunca devam etti. Arkadaşım son haftalarda sevgilisiyle aralarında aşamadığı bir engel olduğundan bahsedip duruyordu. Zamana bırak, her şey olacağına varır, diyordum. Onun ilişkisinin bittiği gün, ben bir ilişki teklifi almıştım. Hayat garip bir şeydi ve herkes birlikte mutlu olamıyordu. Arkadaşım bir hafta sonra aldığı bir iş teklifini değerlendirip başka bir şehre gitti. İlişkim yolunda gidiyordu. Bir ay sonra arkadaşımı ziyarete gittim ve benim yeni sevgilimin, onun eski sevgilisi olduğunu fark ettim. Bir hafta kalma düşüncesiyle gitmeme rağmen iki gün sonra geri döndüm. Arkadaşım yıllar geçmesine rağmen bu gerçeği hiç öğrenmedi.

risotto34


Çok samimi olduğum bir arkadaşımın şimdi eşi olan kişi, onlar çıkarken bana birlikte olmayı teklif etmişti. Evlendikten sonra da zaman zaman bu teklifini tekrar etti. İlk teklif ettiği zaman “gey olduğumu bildikleri için beni deniyorlar mı?” diye düşünmüştüm. Ancak, adamın birkaç gey arkadaşımla birlikte olduğunu ve evliliğinin “vitrin” olduğunu ifade etmesi beni çok kızdırmıştı. İki defa evlerine kadar gittim, arkadaşımla konuşmak için ama yapamadım.

risotto34



Geçen biriyle seviştim, donumu çıkarırsam boy abdestim kaçar dedi. Her bir şeyi yaptık ama onun boy abdesti hala kaçmamıştı. Nasıl bir şeyse artık. Demek ki boy abdesti donsuzu görünce kaçan bir şey. Öyle. Ha bide o mavi paçalı donuna hasta kaldım herifin. Net!

dark bear


Seviyorum seni sözlük. Her akşam birkaç saat girmezsem eksiklik hissediyorum. Çok güzel insanlar tanıdım sayende. Harika arkadaşlarım oldu. Çok kaliteli yazarlar, sağlam duruşlar, renkli dünyalar keşfettim. Ama yine de bir ait olamama duygusu var. Bazı başlıklar, entryler o kadar uzak, o kadar alan dışı ki benim için “eh be birader! Hem kadınsın, hem heterosun, ne işin var burada?” demekten kendimi alamıyorum. Ayrık otu sendromuna mı yakalandım ne?

filizku

 

7. SAYI

HOMOJENOku

İndir

1 Trackbacks & Pingbacks

  1. 7. SAYI – HOMOJEN

Comments are closed.