Bir LGBTİ+ Annesi

İnsanlar ikiyüzlüdür.

Çok sert oldu değil mi?

Ama maalesef doğru.

Çocuğumuz doğmadan önce, “cinsiyeti ne olursa olsun, yeter ki sağlıklı olsun” deriz. Peki, neden LGBTİ+ olduğunu öğrendiğimizde dünyanın en büyük suçu, en büyük yanlışıymış gibi ya da ihanete uğramış gibi hissederiz.  Hani sağlıklı olması yeterdi. İşte karşınızda sağlığı yerinde olan bir çocuk. Bu değil miydi istediğiniz? Hayır mı? O zaman neymiş, insanlar ikiyüzlü canlılarmış.

Şimdi gelelim kabul etme olayına. Yok efendim öyle kabul ettim demek. Çocuk istediğiniz an, her şeyi kabul ettiniz demektir. Onun adına kurduğunuz hayaller yıkıldı mı? Onlar sizin hayalleriniz. Ne demek onun adına okuyacağı okulları, işini, evliliğini, çocuklarını hatta yaşayacağı yeri belirlemek. Biz çocuğu, kendimiz istediğimiz için doğuruyoruz. Onun seçme hakkı zaten yokken, hayattaki seçimlerini de mi alacağız elinden?

Çocuğunuzun ve sizin iyiliğiniz için yapmanız gereken en önemli şey, onun hayatına saygılı olup, onu çokça sevmek. Koşulsuz sevmek. Yanında olun yeter.

Çocuğum, benimle cinsel yönelimini paylaştığında çok korkmuştu. Ondan nefret edeceğimi ve evden kovacağımı düşünmüştü. Ergenliğe yeni girmiş küçücük bir çocuk karşımda titriyor ve kaçamak bakışlarla yüzümü inceliyordu. Bu savunmasız küçücük insandan nasıl nefret edebilirdim. Ortada nefret edilecek bir şey de yokken üstelik. Benim için beş dakika önce neyse yine oydu. Yani çocuğum, benden bir parça, hayattaki en kıymetlim. Peki ya başkaları ne diyecek dediğinde ise, tek aklıma gelen, “gerekirse herkese benim LGBTİ+ olduğumu söylerim. Bütün okları kendi üstüme çekerim” diyerek korkusunu bir nebze hafifletebildim.

Cinsiyetinin, cinsel yönelimin hiç bir önemi yok. O yine sizin bir parçanız. Sabırsızlıkla hayata gözlerini açmasını beklediğiniz bebeğiniz. Sizden sadece sevgi istiyor.

Onu çok ama çok sevin. Cinsiyetinin hiç bir önemi yok. Sağlıklı ya, o yeter.

Emine