Barışa feda ettiklerimiz! 10 Ekim Ankara katliamı

”Bizler gelecekleri talan edilen, emekleri sermayeye peşkeş çekilen gençleriz. Varlık amaçları sarayların savaşlarında ölecek çocuklar doğurmak olarak algılanan; konuşmasına, gülmesine, oturmasına, kalkmasına karışılan, gece sokakta yalnız yürüdüğü için uğradığı taciz devlet nezdinde hak görülen kadınlarız. Milyarlarca insanın evi olan koca dünyada ,var olmamızın suç bilindiği LGBTİ’leriz”diyor az önce tekrardan elime geçen 10 Ekim Ankara Sıhhiye’deki yürüyüşe çağıran bildiri.

octoberer

Katliamın yaşandığı sabaha dönüyor hafızam ister istemez. Telefonumdaki sayısız cevapsız çağrı ve mesajla uyandığımda bir şeyler olduğunu anlamamam neredeyse imkânsızdı. Aileden gelen telaşlı sesler ve diğer tüm arkadaşlardan gelen endişeli mesajları anlamlandırmaya çalışarak bilgisayarımın başına oturmamla donup kalmam bir oldu. Ankara’da öğrenciler arasında kullanılan sosyal medya grupları, sayfaları, profillerin her biri; insanların ulaşamadığı insanları arayan arkadaşları ve akrabalarıyla doluydu. Herkes eli ayağına dolaşmış bir şekilde yardım etmeye çalışıyordu. İnsanlar üniversitelerden arabalara doluşup hastanelere kan vermeye giderken geride kalanlar hastaneler tarafından açıklanan listeleri, yakınını arayan insanlara yardım etme amacıyla tarıyordu. Tam, eğer arananlardan birini ölenlerin listesinde (Evet, hayatını kaybeden insanların isimlerinin yazılı olduğu sayfalarca listeler vardı.) görürsem ne yaparım diye düşünürken ulaşamadığı beş arkadaşını arayan birinin aradığı o beş arkadaşının da öldüğünü gördüm. İçlerinden ikisi kardeşti. Gidenlere mi kahrolmam gerektiği yoksa kalana mı üzülmem gerektiğini anlayamadan benim de tüm diğer kalanlardan biri olduğumu fark ettim.

Bu yük çok ağır.

İnsanlar bizim haklarımızı ararken ölüyorsa ve bizler üzerimize düşen görevleri yerine getiremiyorsak, utanmalıyız. Kahrolmalı ve kendimizi aşağılık hissetmeliyiz. Tüm dramanın ardını görmek ve harekete geçmek adına UNUTMAMALIYIZ.  Sarayların savaşlarında ölen çocukları “unutma ihanetini” göstermemeliyiz. Geceleri sokaklarda yürüdüğünde tacize uğrayan kadınlar, varoluşu suç sayılan LGBTİ’ler ve sarayların sonsuz savaşlarında ölmek için sırasını bekleyen milyonlarca çocuklar olarak unutmamakla kalmayıp önümüze gelen herkese haykırıp hatırlatmalıyız. Ancak bu şekilde katliamda hayatını kaybeden sayısız güzel insan ölümsüz olacaktır.

Barış için hayatını kaybeden yüzlerce güzel insanın anısına…

2. SAYI
HOMOJEN
Okumak İçin Tıklayın!
İndirmek İçin Tıklayın!