Röportaj: Özge Arslan

Özge Arslan: “Kısıtlamalar engel teşkil etmiyor. Sadece hayali ile değil de var olan dünyayı kabul edip her yağmur sonrası yine de renklerin büyüsünde doğabiliriz. Alışın her yerdeyiz!”

Özge Arslan; 1989 yılında İstanbul’da doğdu. Müzik kariyerine Piyano’ya olan ilgisi ile başladı. Geçmiş yıllarda çeşitli gruplarla ortak çalışmalar yürüttü. Ardından 2015’te solo projesini başlattı.  Solo kariyerine ilk ürünü olan “Fark Et” Single’ı Personal Space Records üzerinden 24 Şubat’ta tüm dijital platformlardan servis edildi. Kendine özgü tarzını elektronik müzikle harmanladığı ilk Single’ı wave, synth pop, dance türlerini barındırıyor. Tamamı kendine ait olan şarkıların düzenlemelerinde ise farklı müzisyenlerle çalışmaktadır.

“Fark Et” ile her şeyin özünde olan farkındalığı vurgulayarak; önce müziği beslediği, sonra “duyduğu” noktada buluşturuyor. Şehrin atmosferi ile birleşen Fark Et’in videosu ise Ozan Kıymaç tarafından karanlık İstanbul sokaklarında çekildi. İlk videosunu dinler dinlemez takibe aldığım Özge Arslan ile yaptığımız röportaj ile sizi baş başa bırakıyoruz.

Hazırlayan: İlker Bozkurt

Müziğe ne zaman başladınız?

Varlığımı bildiğim andan itibaren müziği dinliyor, takip ediyor, yazıyor, üretiyorum. Sahneye ilk adım atışım ise 12 yaşımdaydı. Erken yaşlarda bahşedilen sorumluluklarınız arasında dışavurum yapma ihtiyacı duyuyorsunuz. Kendimi keşfetmeye çalışırken bir yandan müziğin büyüsü ile tanıştım. Başlangıçtan itibaren iletişim aracı, dili, yolu oldu diyebilirim. Önce mini bir klavye, sonrasında gitar çalarak, piyanoya başlayarak, koroda yer alarak temelinde “iletişim” temalı müzik yolcuğuna dahil oldum diyebilirim.

 

İlk video klip çalışmanız “Fark Et” ile müzik sektörüne iyi bir başlangıç yaptınız. Şarkı ve klipte anlatılmak istenen nedir?

Fark Et, şehrin kalabalığı içinde kadehlerde hayatı erteleyen yalnız kimselere kendilerini bulma çağrısıyla sesleniyor. Ozan Kıymaç gözünden kliplendirilen video’da; gece, şehrin akışında ilerlerken müzikle sarılı olası durumları izliyorsunuz. Yürüyüş zaman akışını, aydınlıkta final olması ise uyanmayı temsil ediyor.

Kendinize örnek aldığınız biri var mı? En çok takip ettiğiniz, dinlediğiniz yerli ve yabancı müzisyenler kimler?

Takip ettiğim besleyen oldukça çok isim var. Delphic, Simian Mobile Disco, Fenech Soler, Sam Sparro, Oh Wonder, Lali Puna, Aeroplane, Little Boots, Golden Filter, Zero 7, KUNGS, Tensnake, Chromeo, Disclosure, Gramatik, Banks, Katy B, Miike Snow, The Weeknd, Crotia Squad, Jay Jay Johanson, Anne Marie, Snoh Aalegra… Öne çıkanlar.

 

Yakın zamanda yeni bir şarkı ve klip gelecek mi?  Sizden albüm bekleyenler için bir tarih var mı?

Tamamlamak üzere olduğumuz upbeat olan 2. Single’ı yaz sezonunda yayınlamayı planlıyoruz. Arada sakin trackler de servis etmemiz olası. İskeleti oluşan 12 şarkılık bir albüm için hazırlanıyorum. Doğru zamanda paylaşmayı umut ediyoruz.

 

İlerleyen dönemde klibinizde LGBTİ+ teması içeren bir çalışma yapmayı düşünür müsünüz?

Esasen ortaya çıkan ürünü sadece işitsel olarak değil de genel düşünüp ‘sanat’ çatısı altında oluşturuyorum. Dolayısıyla derinden etkileyen ve besleyen her duygu yüklü konu ilgimi çekiyor. Kendini tanıyan, kabul eden; mevcut düzene başkaldıran ve mücadele eden LGBTİ oluşumu da fazlasıyla etkileyen temalardan. Sıradaki videodaki mesajları takip etmenizi öneririm.

 

Türkiye’de 2 yıldır Onur Yürüyüşlerine valilik ve polis tarafından müdahaleler gerçekleştiriliyor. LGBTİ’lere yönelik bu engelleyici tutum ve sansürü nasıl değerlendiriyorsunuz?

Dünya genelinde milletler arasında sınır ve bürokrasi içerisinde yaşadığımız aşikâr. Bu kısıtlamaların ortadan kalktığı anlayış ve ahlak içerisinde çok farklı bir dünyanın mümkün olacağı inancındayım. Tüm bu mücadelelere rağmen var olduk bizler ve var olacağız. Kısıtlamalar engel teşkil etmiyor. Sadece hayali ile değil de var olan dünyayı kabul edip her yağmur sonrası yine de renklerin büyüsünde doğabiliriz. Alışın her yerdeyiz!

 

Türkiye’de elektronik müzik sektörünü nasıl değerlendiriyorsunuz? Genel olarak ülkemizdeki müzik piyasasını nasıl yorumluyorsunuz?

Genel anlamda keskin farklılıklar hissedilmiyor. Uniq bir kitlenin takibinde birkaç majör isim dışında underground niteliğindeki projelerin yayınlanıyor olması heyecan verici. Bir yandan organik elektronik loop’larla hazırlanmış minimal melodilerden oluşan setleri dinlerken, öte yandan melodiler üzerinde gelişen remix’leri dinliyoruz. Dijital çağın getirileriyle birlikte pop müzikte dahi elektronik altyapının kullanımı yaygınlaşmışken; Türkiye’de elektronik müzik skalasının daha genişlemesini temenni ediyorum.

 

Müzik sektörüne yeni girmiş biri olarak sizi takip etmeye başlayan müzik severlere söylemek istedikleriniz nelerdir?

Uzun bir yoldan geldim derin sulara açılmaya. Işığı takip edip tarifi bir o kadar zor aşamalardan geçerek… Akıllı işi olduğunu tartışmaksızın mücadeleye devam. Her zaman farklı olanın peşinden gitmek üzere. Yola çıkarken yalnızsınız, sonra ekip oluyorsunuz. En önemlisi ise dinleyici ile bütünleşerek aile olabilmek. Mesajları takip edip çıkmış olduğumuz yolda eşlik etmeleri dileklerimi iletiyorum.

Çok teşekkürler, takibe devam, başarılar diliyorum.

 

8. SAYI

HOMOJENOku

İndir