Belgrad’a gitmek için herkesin bir başka nedeni var. Kimi oradan buradan duyduğu renkli gece hayatına katılıp, güzelliği dillere destan Sırp kızlarını görmek istiyor kimiyse çok ucuz şehir kardeşim laflarını duyup alışveriş ve yemeğe gelmiş.
Hazırlayan: ahmetonski
Hangi nedene sığınıp geldiyseniz bu şehrin size sunacağı çok şey var. Şehrin ucuzluğu ile söylenen şeyler de efsane değil. Bol kepçe yemekleri sudan ucuz fiyatlara, bira gibi alkollü içecekleri neredeyse bedavaya içebilirsiniz. Sırbistan’ın Türklere vize uygulamaması özellikle yaz dönemlerinde Türklerin şehri istila etmesine sebep oluyor. Az buçuk İngilizce biliyorsanız zamanınızı Türklerle kaybetmek yerine yerlilerle takılın. Sanılanın aksine Sırplar sıcakkanlı ve yardımsever insanlar. Adres sorduğunuz insanlar sizi otelinize kadar bırakabilir, barda konuşmaya başladığınız gençler sizi evlerine davet edip yemek yapabilir. Sırbistan’la ilgili bazı ilginç detaylar var. Sırpçada 2000’nin üzerinde Türkçe kelime var. Üstelik bunların çoğu sosyal hayata dair kelimeler. İnsanlar konuşurken aniden kulağınıza gelen Türkçe kelimeler sizi şaşırtmasın. Bunları sizin kullandığınızı da gördüklerinde çoğu Sırp gülümsemeye başlıyor. Bazı ortak yemekler de mevcut. (köfte, börek, şiş kebap, turşu) Olur da gitmeye karar verirseniz Stari Grad denilen kısımda kalın. Yanılmıyorsam Stari Grad eski şehir demek. Burası Republic Square’e (bizim İstiklal Caddesi tarzı bir caddeye açılan meydan) Kale Megdan’a (Sava Nehrini yukardan gören bir kale ve şehrin en turistik noktalarından biri) yürüme mesafesinde bir semt. Şehrin en güzel kafeleri, gece hayatı, fast foodçuları, heykelleri şunları bunları hep burada ya da buraya çok yakın. İlla otelde ya da pansiyonda kalmanıza da gerek yok. Çok şahane tarihi bir apartman dairesini ultra ekonomik fiyatlarla tutabilirsiniz. 4 gün şehrin en güzel yerlerinde ayı gibi yiyip içip sürttükten sonra cebimde kalan parayla İstanbul’a dönmek paha biçilemezdi. Bu arada vizesiz gidiliyor diye yelkenleri suya indirmeyin. Mülteci krizi sonrası kapıdaki güvenlik sorgulamasının arttığını söylüyorlar. Hatta pasaportunda başka ülkelere daha önce giriş çıkış yapmamış Türkleri zorladıklarını duydum. Siz sadece kendinize güvenin ve derdinizi iyi anlatın.
Alışveriş ve Müze gibi işlerinizi Pazar gününe bırakmayın. Şehir Pazar günü devasa bir uyku moduna giriyor. Şehrin kenar semtlerinde Neo Nazi gruplar mevcut. Boşnaklardan, Türklerden ve evet eşcinsellerden nefret ediyorlar. Sayıca azlar ama evet varlar.
Belgrad’a Ne zaman gitmeli?
Belgrad’a gitmek için en uygun zaman Yaz dönemi. Şehir tabiri caizse bu dönem uyanıyor. İrili ufaklı festivaller, sabahlara kadar süren partiler ve yaşayan sokaklarda dolanmak istiyorsanız Yazın Belgrad’ı es geçmeyin. Yazları Belgrad’da Nehir kıyısında plajların kurulduğunu ve insanların nehre girdiği bilgisini de vermemek olmaz. Belgrad’da Ada Ciganlija denilen kısımda gerçek deniz kumuyla yapılmış nehir plajları mevcut. İnsanlar burada eğlenirken içerideki ormanlık alanın diplerine doğru ilerlediğinizde çıplak takılanların olduğu ve gaylerin de gizli gizli fingirdediği bölgeler mevcut. Yine de dikkatli olun. Sırp toplumu en az Türkler kadar hatta kısmen daha fazla homofobik. Şehirde daha önce yapılmaya çalışılan Gay Pride’ın Neo Nazi saldırıları yüzünden yapılamadığı, ölüm ve yaralanmaların olduğunu not edin.
Ben Yaz adamı değilim sıcak sevmem derseniz İlkbahar ve sonbahar da fena sayılmayacak bir zamanlama olabilir. Ama yağmura yakalanma riskini göz önünde bulundurun.
Yeme-İçme
Belgrad ziyadesiyle ucuz bir şehir olduğu için löp löp köfteleri, muazzam börekleri (aklınızda olsun en iyi köfte ve börekleri şehirdeki Boşnaklar yapıyor), muazzam pizzaları ve hamur işlerini inanılmaz uygun fiyatlara yiyebilirsiniz. Muhtemelen gidenlerden duyduğunuz Pekara Toma denilen yer gerçekten övgüyü hak eden fırın konseptli bir Kafe. Bizdeki Simit Sarayı muadilindeki bu yer akıl almaz kekler, börekler, tatlılar, pizza dilimleri ve sandviçlerle her daim durağım oldu. Zaten tüm turistler arasında pek meşhur. Republic Square’e çok yakın bir şubesi mevcut. Fazla zamanınız yoksa Taze adlı fast food’çu da yardımınıza koşabilir. Burada domuz ve dana etiyle yapılmış sıcak sandviçler, kebaplar ve bazı yerel yemekleri çok ucuza büyük porsiyonlarda tadabilirsiniz. Şehirde bol bol dönerci de mevcut. Lakin Gyros diye biliniyor. Yani Yunanlılar bizden önce davranmış. Yunanistan’daki gibi yoğurtlu sosla servis ediliyor. Köfteler bizim bildiğimiz Köftenin aynısı. Ama Boşnaklar ve Sırplar köfteyle beraber kaymak getiriyor. Köftenin yanında kaymak yemek bir gelenek haline gelmiş. Birde şehirdeki lokallerin şu sıralar öve öve bitiremediği bir yer var. İsmi Lorenzo Kakalamba. Mekan tavan süslemeleri ve dekorasyonuyla çok çarpıcı. Tuvaletleri bile olay. Gitmeden önce mutlaka rezervasyon yaptırın ve Belgrad’daki en pahalı mekandan biri olduğunu aklınızdan çıkarmayın.
Ulaşım
Belgrad öyle kocaman bir şehir değil. Şehri keşfetmek için bol bol yürüyün. Yine de bazı uzak noktalara ulaşmak için otobüs ve tramvay kullanmak şart. Taksiler de ucuz. Özellikle gece çıktığınızda gönül rahatlığıyla taksiye binebilirsiniz. Belgrad’dan araba kiralayarak Saraybosna’ya geçmek olası. Yolculuk maksimum 4 saat sürüyor. Ayrıca Belgrad’a 1 saat uzaklıkta Novi Sad şehri de iyi bir alternatif. Çok küçük bir şehir yarım gün yeterli olacaktır.
Gezilecek Yerler
Nikola Tesla Müzesi
Alıştığımız müze anlayışından farklı bir konseptle kurulmuş bir yer. Müzedeki rehber size efsanevi Tesla’yı anlatırken deneyler yapacak ilginç bazı bilgiler verecek.
Kalemegdan
Evet, doğru tahmin ettiniz. İsmi Türkçe kökenli bu yerin anlamı Kale Meydanı. İsmini Osmanlı Döneminde almış. Belgrad şehrinin en turistik noktalarından biri. Tepelik bir yere kurulu olduğu için şehir ve nehir manzarası görmek için ideal. Hediyelik eşya işini de buradan halledebilirsiniz.
Knez Mihajlova
Bir nevi mini İstiklal Caddesi denebilir. Pasajlar, kitapçılar, kafeler, şen şakrak gençler, turistler hepsi burada. Caddenin sonu Kalemegdan’a çıkıyor.
Zemun
Şehirdeki yegane Katolik nüfusun ikamet ettiği ilçe. Belgrad şehir merkezine yarım saat uzaklıkta. Son dönemde hayli popüler olmuş durumda. Belgrad’ın Slav mimarisine ters yapıları ve sükunetiyle çok güzel bir yer. Nehir kıyısında kuğular, pembe, köşeli Katolik Mimarisi, tepeden şehre bakan kulesiyle (mutlaka çıkın) harika bir yer.
Skadarlija
Belgrad’ın restoranlarla dolu turistik bölgesi. İlk bakışta çok çarpıcı ve sevimli ama biraz plastik. Bazı restoranların girişinde Türk turistleri tavlama amaçlı hoş geldiniz tabelaları ve Türkçe Menüler mevcut.
Ve Diğerleri
Tasmegdan ve St. Marks Klisesi gezip görmeye değer yerler. Tasmegdan Parkında sabahları çılgınca spor yapan Sırpları izlemek çok zevkli. Sırpların Ayasofya’yı baz alarak yaptığı Aziz Sava Katedrali bence tartışmalı bir yapı. Gidin görün ama bence fake bir gösteriş ve devasa bir görgüsüzlük.
İpuçları
Sırp polisiyle papaz olmamak için uçaktan indiğinizde gidiş dönüş uçak rezervasyonunuz yanınızda olsun. Şehir merkezine 72 numaralı otobüsle 40 dakika civarında varabilirsiniz (son durakta inin). Belgrad’da aklınıza gelen her yerde sigara içiliyor. Astımınız falan varsa üzgünüm. Sırplar otobüs ve tramvaya asla bilet almıyor. Onlar almıyor diye siz de aynı şeyi denemeyin. Görevliler turistleri avlıyor. Haydi iyi yolculuklar…