naringergedan yazdı: Homofobi

Başka nefretler üstünden kendi egomuzu şişirme temalı defolarımızdan sadece biri. Uğruna onca nefret sözcükleri derlenen, küfür ederken darda kalındığında imdada yetişen, o pek değerli fikirlerimizi var etmek için yok etme adına yardım ve yataklık eden muhteşem bir kaynak eşcinsellik.

Bir insanın hetero cinsine zorla sevgi ve seksüel yönden ilgi duyması beklentisi gizli özne olan eşcinseli mi, ilişkide nesne olmasını arzuladığımız hetero cinsi mi, yoksa azalan nüfus tehlikesini bertaraf edecek zorunlu meyvenin yaşatacağı asil soyadımızı mı mutlu eder bilinmez ama her şeyi halı altına süpürmeyi öngörerek yaşayan bizim gibi muhafazakâr topluluklarda iyi iş yapacağı kesin.

Bizi sevmeyen insanlardan kaçarken yine tek sığınağımız ironik bir biçimde hemcinsimiz oluyor. Bu denli korkunun nedeni ahlakçılık olmasın sakın! Kendi ahlaksızlıklarımızın üstünü örtmek için bu kadar üzerinde oynanabilecek, toplumda yokmuş da sonradan eklemlenmiş muamelesi görecek daha iyi bir kavram yok galiba. İran’da eşcinsel yok, Osmanlıda eşcinsel yok diyerek kendinizi rahatlatmanız ne yazık ki aynı rahimden devşirildiğimiz gerçeğinin üstünü örtmekte zorlanıyor.

Bir diğer neden yanlış rol model olunma korkusu. Bu zaman zaman eşcinselleri de homofobik yapabilen nedenlerden biri. İnsanların kendisini nasıl rahat hissettiği, nasıl ifade ettiği üzerinden değil de nasıl olması gerektiği üzerinden yapmaya çalıştığımız değerlendirmeler, ” erkek ”, ” kadın ” kavramları üstünden yaptığımız zorunlu saptamalara uyum kriterleri farklı bir kimlikle karşılaşınca anında çark edip burun kıvırmalarımız, onu reddederek kendimizi aklamaya çalışmamızın en somut kriterlerinden biri de hiç şüphesiz feminenlik. ” Eyvah, Fatih Ürek sanılacağım. ” tipi anlamsız paranoyalarımız toplum gözünde heteroseksüel sanılma arzumuzdan, ekmeklerine yağ sürme çabasından öteye gitmiyor. Sanki aksi durumunda kabul göreceğiz zannına kapılma kolaycılığı gökkuşağıyla özdeşleşen insanların bazı renkleri dışlaması anlamı taşır. Oysaki derdimiz kabul görmek değil, kendimizi kabullenip var olmaya çalışmak olmalıdır.

Bir başka sebep ise erkek eşcinsellerin erkekliğine zeval gelmesi, bir kadın üzerinde iktidarını kuramaması ve üstüne üstlük cinsel ilişki sırasında pasif rol üstlenmesi. Kısacası toplumun belirlediği önceliklere hiç uyum göstermemek.

 

Her zaman meyve veren ağaç taşlanırken bu kez meyve vermediğin için taşlanıyorsun. İşte o taşı fütursuzca savuranlar hangi günahlarının hıncıyla bu kadar nefret kusuyorlar anlamak mümkün değil. O zaman ne diyelim: “Tanrım beni baştan yarat, muhafazakârlığa inat.” Şaka şaka! Halimizden memnunuz, siz olmasanız da.

2. SAYI
HOMOJEN
Okumak İçin Tıklayın!
İndirmek İçin Tıklayın!