Kış depresyonu bizi teğet geçsin

Selamlar!
Öncelikle yeni yıl mesajımı vermek istiyorum, geçen sayıda yapamadığım için içimde kaldı.
2016 yılı önce ülkemize sonra Dünya’ ya barış getirsin. Ama hepsinden öte, bizim aramıza barış tohumlarını yerleştirsin. Çünkü sadece fiziksel değil, ruhsal olarak çok savaş vermekteyiz. İşte bu yüzden önce barış, ardından sağlık, huzur, mutluluk, başarı, güzel ve temeli sağlam dostluklar, bol kazanç, şans ve aşk getirsin. Dergimiz ve Ayı sözlüğe’ de bolca yazar- okur getirsin.

Hazırlayan: armut

Tir tir titreten bu kış aylarında, yazın da olmaya çalıştığım gibi hayatımızı kolaylaştırıp, bedenimize ve ruhumuza iyi gelecek minik ipuçları vermeye çalışacağım. Kışın kilo alımının fazlalaşması/ hızlanması ile ilgili çok fazla konuşma dönüyor. Bununla ilgili de dergimizde minik bir yazım daha olacak. Bu yazımda ise kış depresyonu hakkında yazacağım. Sadece kilo alımı değil, soğuk, karanlık hava, günün yetmemesi gibi sıkıntılar bizi, bu tüketim devrinde depresyona itiyor. Bunu nasıl yener, vücudumuza ve ruhumuza bunu nasıl pozitif şekilde çeviririz?

YULAF!

Evet evet, ben de tavuk yemi gibi olduğunu düşünüyorum fakat gerçekten hem yararlı hem de içerisindeki maddeler, minerallerden dolayı yulaf mutluluk verir! Genelde çiğ halde yoğurda ekleyip yemeye zorlanır bünye. Aslında lezzetli hale getirebileceğimiz bu besini yanlış tanıyoruz.

Nasıl mı?

Yarım su bardağı yulafı 1 bardak süt veya suda haşlayıp, içine kuru kış meyveleri ya da sebzeleri koyup tüketebilirsiniz. Yulafın çiğden tüketildiğinde hazmı zorlaşırken, pişirilip tüketilmesi en doğru ve lezzetli yoldur. Domates, mantar, maydanoz, nane, kekik, biberiye, elma, bendeniz armut, üzüm, dut gibi meyve ve sebzeleri yulafımıza karıştırıp afiyetle tüketebiliriz. Yanında yoğurt ve soda tüketimini de çoğaltırsak eğer o zaman kış depresyonu falan kalmaz ortada. Soda, günlük kahve yanında veya elimizin altında olan sodalardan değil, maden suyu olmalı. Karbonhidrat alımı gerekli seviyeyi karşılıyorsa, vücuttaki seratonin değerleri de artar. İşte bu yüzden ekmek yerine yulafa ağırlık vermek faydalı olacaktır.

Antioksidan ve Gripsavar besinler;

Nar! Bulunmaz nimet. Hem suyu, hem kendisi, hem de kabuğu şifa deposu. Bu yüzden hem bağışıklığımızı kuvvetlendirmek hem de antioksidan alımını sağlamak için nar tüketmeliyiz.
Portakal ve Limon unutulur mu hiç! Bolca nar, portakal ve limon sıkıp için. Cidden faydasını göreceksiniz. Serbest radikal etkilerinden narla kurtulup, cildinizin de parlayacağının garantisini veririm.

Bu iki noktaya dikkat edip, yanına da sevdiceğinizle uzun yürüyüşler eklediğinizde siz değil, kış depresyona girsin.

Mini Bir Tarif;

Anne tarafım Makedon benim, onlar savaş zamanı bir şeyin her noktasından yararlanmayı adet haline getirdikleri için anneanne tarifi olan bir çay önereceğim. Çorbanın yanı sıra, hazır bitki çayları yerine bu tarifi kullanarak beyin yoluyla vücuda “ ısınacaksın” sinyalini göndermemiz için sağlıklı bir yol.

Evet gelelim tarife;

3 büyük nar kabuğunu ve zar bölümlerini ( beyaz kısmı) iyice yıkayıp sirkeli suda 15 dakika kadar bekletin. Ardından 1 litre kadar suya atıp kaynatın ( yaklaşık 4 su bardağı) Kabuklar iyice yumuşayıp kendini bırakınca süzüp, suya iki dilim limon, 2 tatlı kaşığı bal ekleyin.

Afiyet olsun!

Limon yerine portakal da ekleyebilirsiniz. Tamamen damak tadınızla uygunluğuna kalmış.
Limon bal eklemeden önce, su ılıkken bir pamuk yardımıyla cildinize sürerseniz, ciltteki bütün biriken fazla yağı alıp, temizlediğini de göreceksiniz.

Umarım faydasını görürsünüz, sevgiler.

3. SAYI
HOMOJENOkumak İçin Tıklayın!
İndirmek İçin Tıklayın!

1 Trackbacks & Pingbacks

  1. 3. SAYI – HOMOJEN

Comments are closed.