persona yazdı: Veda hapishanesi

Son birkez daha seninle karşılaşmak, derdini, tasanı, sıkıntılarını dinlemek isterdim bayım. Bana hiç açmadığın bir yüreğin vardı. Oradaki sesini dinlemek isterdim bayım. Sana hiç sormadığım sevgilini bana anlatmanı isterdim bayım. Onu ne kadar çok sevdiğini gözlerinde görüp kıskanmak isterdim. Hiç kıskanmadım ama bayım. Kalbinin yerine patates koymanı kabullenemedim. Bir hiçmiş gibi yaşamanı kabul edemedim. Başkalaştım diyip aynı katılıkta kalmanı sevemedim bayım. En çokta plastik olan hayatını istemedim hayatımda. Bana kendimi ifade etme özgürlüğünü vermemene şaşırdım bayım. Belki çok konuşup çok uzatan biriyim ama sana kadardı bu bayım. Sende sırf zedelenme diye susmayı o kadar çok seçtim ki en çok da bunun için kendime kızgınım bayım. Aslında üzerine bir kelime bile etmeye değmezsin bayım. Son birkez daha yazayım bitsin bu iş burada ve bu sefer bu bir deney değil bayım. İtiraf ediyorum sarılmanı özledim bayım. Çok yaşanmışlık olan ellerini özledim bayım. Ben insanların yatağa girdiği insanlardan nefret etmelerini anlayamam bayım. Bir zamanlar sevdiklerimden de nefret edemem bundan dolayı. Benden nefret etmeni de bundan ötürü anlamıyorum bayım. Kendine nasıl bu kadar ihanet ettiğini de… Yalancı mısın yoksa bayım? Aklında kurduğun beni bana sormadan yargıladığın ve hapsettiğin hapishanenin duvarları sandığın kadar dar ve özgürlüğüme ket vuran cinsinden değil bayım. Bir gün gireceğin tabutun altında duran insanlarla aranda olacak hesaplaşman benimle değil bayım. O zaman yalnızlığı ve aldattığın sevgilini düşünecek ve kendini beni içine düşürdüğünü sandığın acıdan daha büyük bir acıyla başbaşa bulacaksın bayım. Onunla yüzleştin belki ama bu seni daha iyi bir insan yapmadı malesef bayım. Hepsi benim olsun dediğin, hepsini kaybettiğin anda bir soru soracaksın ya kendine,  hah işte sakın sorma bayım o soruyu çünkü sende biliyorsun bunları hakettiğini. Bizden beklenilen hep acı dolu kelimeler bayım. En güzel aşk şarkılarını eşcinseller yazar diye genelleyen düzcinsel dostların beklentisi bu biraz da bayım. Doğru çünkü ortak acıların daha da yoruculaşmasını sağlayanlar yine bizleriz bayım. Birbirimize merhametimiz o kadar az ki en çok kırmayı en güzel bizler başarır olduk bayım. Sevgimizde temelsiz olduğundan bu kadar yabancılaşabildik en başta kendimize sonra sevdiklerimize ve sonra tüm kainata. Ama ben bu düzene karşıyım bayım. Çaresizlik değil bizi bu duruma sokan. Mutluluğu sizin gibilerde aramak. Sizin gibiler kendini bilmeyenler bayım. İçinde bulmaya çalıştığın  o Ayı sandığın kadar kalpsiz değil mesela. Kedi seven eller yazmadı o mesajları diye kabul gördü gözlerim. Büyüklüğün askıya asıldığı, raflara kaldırıldığı yaz aylarında giyindim o kalın ceketi üstüme bayım. Ara ara gözümün önüne gelen o piç gülüşünün kalpsizliğinle bir alakası da yok bayım ama ben büyük oynadığımda sen fazla küçük hesaplara girdin bayım. Uğraşmak istemedin belki de değmezdim gözünde uğraşılmaya. Yalnız başına mastürbasyon çekip hayal ettiğin adamlara çok uzak ama onları ucundan yakalayan bir durumdum ben belki. Bu durumu değerlendiren biriydin sadece.  Sevdiğinin elini özgürce tutup sokaklarında yürüyemediğin ülkenin köpek gibi yaşamak zorunda kaldığın şehrinde neden ben diye sorgularken, göt kadar bir marketten aldığın duş jeli alışverişinde yanında olduğum gerçeğinin sinir harbi belki de bu satırları kazayla okuduğun an kadar kasıp kavurmamıştır bayım. Kim bilir belki de çok güvendiğin noktalarına basar da bu sözler sende incinirsin incittiğin yerden. Dedim ya kendince cezamı kesip koyduğun hapishane o kadar da kötü değil bayım. Ağzı zencefilli bira kokan adamlarla sevişiyorum bu hapishanede sana inat. Arkama dönüp baktığımda yüzünü gizlediğin şapkanda ki ter gibi görüyorum kendimi şu sıralar bayım. Yavaşça süzülüyorum yanaklarından.  Doğrucu Davut olan zihnini sikiyorum şu anda mesela bayım. Doğru olmayan eğriliğini kabul ettiğin anlara şefkat duyuyorum. Seviştiğimiz anlara kızgın değilim ama seksi hak etmediğini düşünüyorum bayım. Ama son birkez daha seninle karşılaşmak, derdini, tasanı, sıkıntılarını dinlemek isterdim bayım. Bana kustuğun nefretli gömleğini hiç giyinmedim. Sana iade etmek için bekliyor olacağım bayım ve seni kocaman öpeceğim. Hiç yaşamadığımız aşkımız ve yaşayamayacağımız güzel anılarımız bir kenara sen bir kenara bayım. Şu anda bir yoldayım. Yalnızlığın lüks sayıldığı yolculuklarda bütün hüzünleri çağırdık yine cam kenarına bayım. Hüzünlendiğim şeyler ne mi bayım? Mesela aramızda sadece kendimizin oluşturduğu bir alfabe yaratamadık bayım. Bunu yapabilseydik eğer son harf olarak seni düşünürdüm.
Bir gün yeniden tanışırsak ilk harfi de birlikte düşünürüz belki bayım. Sonra ilk buluşma yerinin aslında bir sözcük olduğunu fark ederiz. Kelimeler bizi anlatamaz ama yeniden tanışmaya karar verir isek alfabeye bile yerleşiriz bayım. Karşılaşmalıyız bayım. Çocukluk bahçemizden geçip biraz büyümeli, aynı yaraya kabuk olmalıyız ve bir şans daha verse hayat nasıl güzel büyürdük bayım…

3. SAYI
HOMOJENOkumak İçin Tıklayın!
İndirmek İçin Tıklayın!