Diyelim ki ben a’ cıyım, a’cı olarak b yanlış ve kötüdür diyorum . B’de buna kızıyor ve beni tehlike arzederek tutuklatıyor. Sonra birileri tarafından da, b’nin ” kötü olduğu anlaşılıyor ”, lâkin b’yi kötüleyen ben, bu sefer de b’ci olarak, o da yetmezmiş gibi ; hem b’ci üstüne de c’ci de oluyorum… Ortaya karışık durumları … Çok bilinmeyenli denklem!
Son olarak Cumhuriyet Gazetesi muhabiri olarak çalışan; Ahmet Şık ‘ın yaşadığı olay, yukarıdaki gibidir. Hrant Dink suikasti sonrasında Nokta Dergisi’nde yayınlanan ve aynı yıl, ”Hayata Dönüş ” operasyonundan kurtulan, Bayrampaşa Kadın koğuşunda kalan; Münnever Köz isimli kadınla olan rüportajlarından dolayı , 301. maddeden yargılandı.
Radikal Gazetesi’nde çalıştığı dönemde, meslektaşı ve mesai arkadaşı Ertuğrul Mavioğlu’yla birlikte yazdığı; Kontragerilla ve Ergenekon’u konu alan, Ergenekon’da kim kimdir sorularına cevap aradıkları kitabı sebebiyle, ”Ergenekon terör örgütü üyesi olma” suçundan tutklandı. Odatv çalışanlarının da gözlatına alınması sebebiyle; Odatv davası olarak da adlandırılır.
14 Temmuz 2011’de Türkiye Gazeteciler Cemiyeti tarafından; Basın Özgürlüğü Ödülü, Ahmet Şık’a verildi.
İçerideyken yazdığı, devlet içerisindeki Fetullah Gülen yapılanmasını anlattığı; ” 000 Kitap – Dokunan Yanar ” adlı kitabı yayınlandı.
12 Mart 2012 ‘de tahliyesi sonrasında, Uluslararası medya çalışanlarının oluşturduğu UNESCO Guilermo Cano Dünya Basın Özgürlüğü ödülünü aldı.
AİHM, 8 Temmuz 2014’te,Türkiye’yi Ahmet Şık ve Nedim Şener’in de yargılandığı, Oda tv davasından ötürü; ”özgürlük ve güvenlik hakkı” ile ”ifade özgürlüğünü” ihlal ettiği gerekçesiyle tazminata mahkum etti.
2015’te yazdığı diğer kitap olan ”Paralel Yürüdük Biz Bu Yollarda” da, kamu görevlisine hakaret suçundan; Başbakan Binali Yıldırım ilgili yargılanmasına devam edilmektedir.
Şık en son, Cumhuriyet Gazetesi’nde , altı gün süren bir yazı dizisi hazırladı. 15 Temmuzu konu almıştı.
29 Aralık 2016’dan beri hâlen tutuklu bulunmaktadır…
Tutukluluğundan yaklaşık dokuz ay sonra, ilk davasında yaptığı savunma uzun yıllar konuşulacaktır.
Sözünü dinliyoruz ve enseyi karartmıyoruz!
Dokunan yanar demişti Ahmet Şık…
Ama olmuyor ki, Ahmet abi; sen de karar ver ”ya fetö’cü ol , ya pkk’ci yahut dhkp’ci ” Bak kafamız karışıyor; denklemi çözemiyoruz..!
Hazırlayan: boyAlikus
9. SAYI
