Tunca’nın Müzik Kutusu: Cihan Güçlü – Kim anlıyor ki

GİDENİN ARKASINDAN BAKAN ŞARKILAR

2010 yılında hepimizin beynini Ama’larla kavuran Cihan Güçlü 5 sene sonra yeni hikayeleriyle döndü.
2000’li yıllar – özellikle ilk 10 yılı- benim için müzik açısından çok keyif aldığım yıllar olmadı. Bunda yeni milenyuma girişle birlikte kulağımın alışık olduğu canlı enstrümanlı, akustik albümlere güle güle denmesinin ve yeni çıkan şarkıcıların dünya müziğine uymak için elektronik melodilere teslim olmasının payı büyüktü. Bu yüzden 16 sene içinde genelde 90’lardan bu yana müzik varlığını sürdüren çok sevdiğim kişilerin albümlerini ve programlarını takip ettim. Bununla birlikte 2010’lu yıllarda, ilk 10 yıldaki geçiş sürecinin kafa karışıklığı geçti ve nispeten iyi isimler ve gruplar birer birer müzik piyasasında girdiler. Bu yazı benim o isimlerden en beğendiklerimden biri olan Cihan Güçlü’ye ait.

2010 yılında elinde gitarı, üzerinde lise üniformasına benzer beyaz gömleği ve kravatıyla “Ama, amalar var ya, beynimi kavuran, Ama ama’lar lazım sevmişiz bir zaman” diye haykıran bir ses dikkatimi çekti. Bana aynı anda hem 90’ların ruhunu hem de 2000’lerin modernizmini yaşatan bu sesin albümünü aldığımda, ilk tepkim “oh bee” oldu, zira 2000’li yıllarda çıkıp almaya değer bir albüm bulabilmiştim nihayet. O albümü ben çok sevdim, zira her biri bir hikaye anlatan uzun şarkılardı ve aptala ezberletir gibi bir kıta 32 tekrar nakarattan oluşmuyordu. Akustikti, gitar müziğiydi ve Cihan Güçlü’nün sesi en sevdiğim erkek vokal rengindeydi. Uzun zamandır hasret kaldığım deniz kenarı ateş başı gitarlı şarkılara benziyordu, kulağı sarıyordu ve kolay dinleniyordu.

Biraz araştırınca Cihan Güçlü’ye ilgim arttı, Candan Erçetin’in öğrencisi olan ve teşvikiyle müziğe atılan Cihan Güçlü, sözü müziği kendisine ait güçlü şarkılarla 2011 yılında en çok dinlediğim albüm oldu. Bu arada Candan Erçetin’in Melek Albümünde yer alan Şehir ve Yaşıyorum şarkılarıyla besteci yönünü ve Mehmet Erdem’e verdiği Acıyı Sevmek Olur Mu, Herkes Aynı Hayatta gibi şarkılarla da söz yazarı ve besteci yönünü diğer müzisyenlerle paylaşmaya devam etti. O albümden bir de Seni Çok Özledim şarkısına klip çekildi ve sonrasında Cihan Güçlü cephesinden uzun süre yeni bir haber duyamadım.

Derken geçen Ekim ayında, Cihan Güçlü’den beklenen haber geldi ve tesadüfen girdiğim bir müzik markette rafta albümünü görünce bir süre gözlerime inanamadığım, sonra hemen aldığım “Kim Anlıyor Ki?” albümüyle gönlümü ve arşivimi yeniden fethetti.

Şarkılar 5 sene içinde olgunlaşmış bir Cihan Güçlü’nün kaleminden akan güçlü satırlar. Albümü kaç kere dinledim bilmiyorum, ama ilk edindiğim izlenim, albümün bütünüyle gidenin arkasından bakan bir adamın avunmalarını, özlemelerini, isyanlarını, mutsuzluklarını, umutsuzluklarını, öfkesini, pes etmelerini ve umutlarını anlatan şarkılarla dolu olması oldu. Bu yüzden “gidenin arkasından bakan şarkılar” dedim ben hepsine. Gidenin arkasından bakarken adam duygularını ajite etmeden, vıcık vıcık romantizme bulanmadan, klişe “kahrolma, mahvolma, ölme, bitme” nidalarına prim vermeden, bir ayrılık ve ayrılık üzüntüsü nasıl efendi gibi yaşanır, ayrılan bir adam neler hisseder, bir ayrılık şarkısı nasıl yazılır kitabı gibi. Her şarkı ayrı bir duygu barındırıyor.

Ekim 2015’te Sony Music etiketiyle çıkan albümde 1’i yeniden yorum, 1’i önceki albümde yer alan bir şarkının yeniden düzenlemesi olmak üzere 12 şarkı bulunuyor. Albümde yeniden yorum dışında tüm şarkılarda Cihan Güçlü imzasını görüyoruz, ki bu da albümü daha kıymetli kılıyor, kendi söz müziğini yapıp yorumlayan sanatçılar hep önemlidir benim için. Cihan Güçlü’nün yeniden yorumladığı, Sezen Aksu’nun Serçe albümünde yer alan ve yıllar yılı acaba kime yeniden söylemek nasip olacak diye düşündüğüm Gelen Gideni Aratır şarkısı, disko funk tarzında düzenlemesiyle albümdeki yerini almış.

Albüm genel olarak sarımsı tonlarda, bu da şu açıdan hoşuma gitti; bir kere sarı tonlar retro bir hava vermiş. Özellikle günümüzde tarafların ayrıldıktan sonra birbirlerinin gözlerini oydukları şarkıların aksine, ayrılığı taşıyan ve sözlerinde kırılsa da kırmayan bir adamın duygularını anlatması bakımından aslında şarkıların eski aşklara selam duran bir havası var. Bu kapağa bakınca eski bir albümde sararmış bir fotoğrafa bakar gibi oluyorsunuz ve ister istemez eskiyi, geçmişi düşünüyor ve geçmişe gidiyorsunuz. Arkadaki cumbalı, cumbadan çiçekler sarkan evler bu hissimi doğrular nitelikte. Önde lise üniformalarını atmış, saçlarını uzatmış bir Cihan Güçlü yüzünde belli belirsiz bir tebessümle bakıyor ve o bakışlar şarkıların duygusunu anlatıyor, bir hasretli bakış var. Arkada insanlar gelip geçerken, o tek başına kalmış, insanlar onun neler hissettiğini bilmeden yanından geçip gidiyor ve o da sesini duyurmaya çalışıyor. Albümün adına da çok uygun bir kapak bu: “Kim Anlıyor Ki?” Cevabı yalnızlığında görüyoruz. Bir eleştirim, Kim Anlıyor Ki’den sonra soru işareti gelmeliydi ve acaba yazı fontu farklı mı olsaydı düşüncesi. Arka kapakta ise yine elinde gitarıyla düşüncelere dalmış gitmiş bir Cihan Güçlü görüyoruz. Gene yalnız, dalmış ve derdini müzikle anlatıyor.

Cihan Güçlü bu şarkıları söylerken sesi ve sesinin vibrasyonu da sizi hikayelere çekiyor. Öyle ki Korkuyorum’daki hafif çatallanan sesi size Cihan Güçlü yanı başınızdaymış da size derdini anlatıyormuş gibi hissettiriyor. İlk albümü Ama’nın çizgisindeki bu yeni albümünde gene güçlü sözler, güzel müzik yürüyüşleri, hikaye anlatan şarkılarla bana mestlerden mest beğendirdi. Cihan Güçlü duygusunu Yaşar’ın ilk zamanlarındaki coşkun haline benzetiyorum. Bu şarkılarda günlük yaşamdan öğeleri ve söyleyişleri de barındırması ve size “aaa ben bunu yaşamıştım” duygusunu veren hikayeleriyle içine alıyor, şarkılardaki kişi siz oluyorsunuz ve bunları birilerine söylediğiniz zamanlara gidiyorsunuz. “Ayrılsak da Beraberiz”ci duygu diyorum ben Cihan Güçlü’nün duygularına.

Albüm favorilerim: Bihaber, Ayırmıştı Hayat, Biz İkimiz, Yalandır Güldüğüm, Korkuyorum.

5. SAYI
HOMOJENOkumak İçin Tıklayın!
İndirmek İçin Tıklayın!

1 Trackbacks & Pingbacks

  1. 5. SAYI – HOMOJEN

Comments are closed.