Türkiye’de tam ehliyetli fiil ehliyetine sahip kişiler arasında cinsel hizmet alışverişi suç değildir; ancak cinsel hizmet alışverişinin gerçekleşebilmesi için gerekli olan eylemlerin neredeyse tamamı suç kapsamındadır. Diğer bir deyişle suç işlenmeksizin fuhuş yapmak mümkün değildir. Yürürlükteki yasalar seks işçilerini sokaklara itmekte ve sokak fuhuşunu arttırmaktadır.
Hazırlayan: Evrim Paris
Seks işçiliği karar verme yetisine sahip insanlar arasında para veya mal karşılığında, herhangi bir zor kullanma olmadan cinsel hizmet alışverişi olarak tanımlanmalıdır. Seks işçileri diğer insanların ve çalışanların haklarına sahip olmalıdır. HIV-AİDS gibi cinsel yolla bulaşan hastalıkların azaltılmasında seks işçilerinin haklarının korunması büyük öneme sahiptir. Kabahatler kanunun keyfi uygulamaları; insan haklarıyla ilgili çalışma yapan derneklerin, sendikaların görüşleri alınmadan yapılan yasal düzenlemeler seks işçiliğini azaltmak yerine aracıların, patronların ve fuhuş çetelerinin oluşmasına zemin hazırlarken seks işçilerinin daha insani yaşam haklarını elinden alır.
Biliyorsunuz ki seks işçilerinin, müşteri bulmak amacıyla her türlü yazılı, sözlü veya görüntülü aracı yasaklayan kanun tasarısı kabul edildi. Amaçlanan şeyin seks işçiliğini azaltmak fakat amaçlanandan tam tersi tablonun ortaya çıkması kaçınılmaz bir son. Seks işçileri sokağa itilerek, hali hazırda insan muamelesi görmeyen seks işçilerinin yaşayacağı şiddet artacak, sokakta kriminal suçlara zemin hazırlayacak ve seks işçilerini gerçekleştirilen aracıları (pezevenkleri) güçlendirecektir. Cinayet, gasp, yaralama gibi suçlar artacak, azaltılması için çıkarılan yasa başka düzensizliklere sebep olacaktır.
Seks işçiliği nedir? Para ya da mal karşılığında cinsel hizmet sunulmasıdır. İş kanunu kapsamında işçi tanımı nedir? Para karşılığında bir hizmet veya iş edimi yüklenen kişi. Seks işçileri bedenlerini satmazlar seks işçileri cinsel hizmet sunar ve bunu satarlar. Dolayısıyla seks işçiliği diğer emeklerden ve işlerden farklı değildir. İnsan ticareti ve köleleştirme ile eşdeğer tutulması politik çabanın ürünü olmakla beraber insan ticareti suçuna dönüştüren ve köleleştiren şey seks işçiliğini gerekli yasaların düzenlenmemesidir. Sağlık hizmetlerinden, sosyal güvenlik haklarından, eşitlik haklarından faydalanmayan bir sektörün içerisinde kriminolojik tüm bu suçların barınması kaçınılmaz!
Ülkemizde yüz bin civarında seks işçisinin olduğu bilinmekte ve seks işçileri toplumun en dışlanan, en çok suça maruz kalan kesimini oluşturmaktadır. Evrensel hukuk kurallarına, anayasal ilkelerimize rağmen. Bakınız yıllar önce Anayasa Mahkemesi TCK’nin “Hayat kadınına tecavüz edildiğinde cezayı 1/3 oranında azaltan” hükmü önüne geldiğinde bunu eşitlik ilkesine aykırı bulmamış ve karar vermiştir. Anayasa mahkemesinin vermiş olduğu bu karar adil olmamakla beraber nispi ya da mutlak eşitlikle çelişen politik bir duruştur. Medeni Kanunumuzda insandan doğan insandır. Ne nefes almasına bakılır ne iki gözü iki kolu ya da iki ayağı olmasına… Peki, bu ötekileştirmenin sebebi ne?
Cinsel yolla bulaşan hastalıkların önlenmesi, toplumdaki her bireyin faydası sebebiyle, insan hakları ve insanlık onuru değerleriyle bağdaşmayan konumda olmaları nedeniyle; seks işçiliğinin yeniden tanımlanması, iş kanununda, sosyal güvenlik kanunlarında düzenlenmesi, seks işçilerinin uğradıkları ekonomik ve sosyal şiddetin ortadan kaldırılarak ekonomik ve sosyal hizmetlerden yararlanmalarını sağlamak gerekir.
Sömürünün en çok yaşandığı bu çalışma şekli mevcut yürürlükteki pozitif hukuk kurallarıyla ataerkil sistemi yüceltirken, aracıları güçlendirmekte kolluk kuvvetleri tarafından şiddete uğrayan seks işçilerini insan onurundan uzak bir yaşam şekline sokmaktadır. Seks işçilerinin haklarının insan hakkı olduğunu, onların sömürülmesinin emek tacirlerini güçlü kılmaktan başka bir işe yaramadığını görmeli, seks işçilerinin taleplerine ses vermek gerektiği, daha güçlü dillendirilmeli ve güvenlikleri, ücretleri ve sağlıkları için örgütlenmelerine destek vermek gerekir. Bu tüm toplum sağlığı ve faydası için gereklidir. Kabul etmemek, reddetmek ya da ötekileştirmek sadece seks işçilerinin üzerindeki baskıyı arttırmaktan başka bir işe yaramaz.
Bilinmelidir ki, seks işçiliğinin olmadığı bir dünya hayallerinin gerçekleşmesini dileyenler bu söylemlerinin gerçekleşmesinin yolu da seks işçilerine haklarını vermekten geçmektedir. Seks işçilerinin sendikalaşma, sağlık, sosyal güvenlik ve eşitlik taleplerinin karşılanmasıyla birlikte, seks işçileri aracılardan, patronlar düzeninden sıyrılıp özgür, güvenli ve sömürüsüz düzende var olacaktır. Bu noktada zaten isteği ile çalışmayanlar sömürüsüz düzende var olacakları için kendi tercihleri doğrultusunda yönlenebileceklerdir.
8. SAYI