Çağla Akalın yazdı: Kırçiçeği

Küçük bir köyün, sakin bir ailesinin, mahcup, içine kapalı kibar çocuğu olarak tanınıyordu. Hayatı okuldan artakalan vakitlerde annesine yardım etmekle geçen, yeri gelince büyük baş hayvanlarını otlatan, yeri gelince kışlık erzak hazırlayan küçük masum bir çocuk.

Hazırlayan: Çağla Akalın

 

Kimseler bilmiyordu içindeki o büyük fırtınaları. Kendi ile dertleşip kendi ile yüzleşmekten ürken küçük, masum, çevresinde herkesi olsa da aslında kimsesiz bir çocuk.

Günler geçip zaman akıp gidince ergenlik çağına kavuştu, içindeki fırtınalar kasırga ile birleşip daha şiddetli çığlıklar atmaya başlamıştı sessiz, sessiz…

Bir anda aklına, bulunduğu köyde artık yaşayamayacağı, büyük şehirlere gitmesi gerektiği geldi, Planını yaptı ve dayısının olduğu o muhteşem şehir, İstanbul’a geldi.

İş amaçlı geldiği bu şehirde güvenlik görevlisi olarak çalışmaya başlamıştı, yaptığı iş ona göre değildi ama en azından büyük şehirde olmanın verdiği heyecan onu mutlu ediyordu.

Zamanla içine gömdüğü duygular, arkadaşları sayesinde dışarı vurmaya başladı. Ailesi fark etmesin diye dayısının evinden de uzaklaşıp başka bir arkadaşının yanına yerleşti. O gece ilk defa arkadaşının peruğunu taktı. Kadın gibi hissettiği ama yaşayamadığı yılların verdiği yorgunlukla derin bir uykuya daldı.

Dinç ve kendine olan güveni yerine gelmiş bir şekilde uyandı. Peruk, lazer epilasyonu, epilasyon estetikleri arka arkaya getirdi. Eksik olan aşkı da buldu. Ama cinsel kimliği yüzünden iş bulamıyordu, maalesef her Trans birey gibi o da zorunlu seks işçiliğine başladı. Aşkı da tattı bedeni, başka bedenlerin pisliklerini de.

Sordum kendisine “o küçük köyde mi kalmak isterdin yoksa şimdiki hayatında mutlu musun?” diye.

Bu halimle köyümde olmayı isterdim dedi.

 

Siz de mücadelenize aileden başlayıp, sorunlardan baştan kaçıp sonradan aile özlemi ile pişmanlıklar yaşamayın. Ailenizle birlikte olursanız bu dünyada verdiğiniz savaşta daha güçlü olursunuz.

Tüm özlemlerinizin bitmesi dileği ile…

6. SAYI

HOMOJENOku

İndir