Üstü kalsın sevgimin, sevgiye muhtaç birine ihsan eylersin…

Seni hiç anlamadım belki. Ya da belki hiç anlamak istemedim. Çocukken hissettiğim o mutluluk sahteydi ya da belki ben onun gerçekliğini aklımda fazla abarttım.

Ne kadar yalnız olduğumuzu anlayıp, kabullendiğimiz zaman biraz daha yönetebiliyoruz özgürlüğümüzü. Çünkü ne olursa olsun hayatın bize sunduklarından fazlasını istediğimiz ya da beklediğimiz her sefer hayal kırıklığı olarak geri dönüyor. Yaşanılan hayal kırıklıkları bizden yapabildiğimiz bir şeyi beklerken yapmadığımızda başkalarının da hayal kırıklığına ve hatta mutsuzluğuna sebep oluyor.

Mutlu olmak için, öncelikle hayatın bir mücadele olduğu düşüncesinden vazgeçmek gerekiyor. Hayatı mücadele edilmesi gereken bir şey olarak gördüğümüz için sürekli düşmanca ve saldırgan bir şekilde ele alıyoruz etrafımızda yaşananları ve yaptıklarımızı.

Sen beni hiç sevmedin ki. Seviyormuş gibi davrandın. Seni affetmeyeceğim. Seni asla affetmeyeceğim.

Baktığımız her pencereden hayatın zor olduğuna inandırılıyoruz. Öyle zorlanıyoruz ki bu zorluk inancından, daha başlamadan bizi yenik hale getiriyor. Bize özgürlüğümüze pranga vurmayı kodluyorlar adeta. Hayatın iyisiyle, kötüsüyle bir kabulleniş olduğu fikrinden o kadar uzağız ki, hiçbir şeyden keyif almayana dek “Neden?” diye sorguluyoruz.

Suç kimde? Neden böyle? Hoppala! Başladık mı biz de sormaya?

Yanlış anlaşılmasın, kabullenmek diyorsam olanı kabullenip, sonucu değiştirmek için doğru hamleler yapmak için diyorum. Yoksa kaderiniz bu, razı olun, susun falan demiyorum.

Senin hissettiklerinden göremedim dünyayı. Beni affedemeyeceksin biliyorum. Beni özlemeyeceksin bile belki ama bir gün anlayacaksın. Sevgi uğruna nelerden vazgeçtiğimi anlayacaksın. Seni kendimden korumak içindi her şey. Şimdi nefret etsen de günü gelince anlayacaksın.

Hepimizin inandığı inandırıldığı şeyler var. Yerimize alınan kararlar ile içine düşürüldüğümüz yalnızlığın hesabını, hayatımıza yeni girenlerden çıkarmak gibi bilinçaltı hatalarımız var. Biz kendimiz ile bu kadar savaş verirken bizi olduğumuz gibi kabul etmemeleri size de çok doğal gelmiyor mu? Toplu bir şekilde sindirmeyi, affetmeyi, kabullenmeyi öğrenmeliyiz. Hayvanlara işkence edilen videolara hepimiz öfke ve nefret ile bakıp, bunu yapanın canını yakacak, zarar verecek şeyleri yapmayı düşünüyoruz. Fark etmiyor olabiliriz belki ama doğamızda şiddet var. Biz şiddeti tercih ettiğimiz konulardan korunmanın bir yolunu bulmadıkça, şiddet hayatımızın merkezinde kalmaya devam edecek.

Kendi çevresine, okuluna, mahallesine, mahallesindeki duvarlara, girdiği süpermarketin reyonlarına, her yere zarar verme eğiliminde insanlarla dolu ortalık. Şöyle bir düşünün, umumi tuvaletlerin kapıları ardındaki nefreti, siyasi tartışmaları, seks çağrılarını… İçimizde bu kadar kötülük barındırırken, neden hayattaki insanlardan bizi olduğumuz şekilde kabul etmeleri gibi toy bir beklenti içine giriyoruz ki? Kendisine bile zarar vermeye meyilli insanlardan bizi kabul etmelerini neden bekliyoruz diyorum yani anlatabiliyor muyum?

Aktivist olun, çıkın sokak sokak bağırın demiyorum. Kendinizi kabul ettirmek yerine, önce siz kendiniz kabullenin. İnsanlar böyle. Değiştirmek için yapılması gereken şeyler belli. İsyankâr olmak değil. Doğru bir şekilde tanışmak. Yakınlaşmak ve anlamak. İnsanların hala esprileri arasında boğulan bir cinsel kimlik karmaşasının içerisinde yaşamayı kabullenmek değil, yaşadığını kabullenip bu fikirleri değiştirmek için çaba göstermektir yapılması gereken.

İnsan severken gider mi? Bunu nasıl anlayayım söylesene? Bunun nesini anlayayım?

Yalnızlığımın savaşında seni kurban etmemek adına, seni severken senden vazgeçmek zorunda kaldım.

Yalnızlığınız kalıcıdır. Savaşmayın. Yalnızlığı kabullenin ve yalnızlığınızla mutlu olmayı öğrenin. Sevgi bulmak istediğiniz her şeyde var, bulun ve insanların bulmalarına yardım edin. Polyanna değilim. Sizden daha fazla şey bildiğim falan yok. Sadece doğduğum gün ciğerlerimi yakan hava ile ağladığımdan beri yaşadığım acıları kabulleniyor ve daha iyisine sahip olmak için direniyorum.

Vazgeçtiğini kabullendim.

Sensizliği kabullendim.

Sevgiyi anlıyorum.

Bir ömür harcadın demek, takdir ediyorum.

Hazırlayan: gobibearr

HOMOJENOku

İndir