Zor olanı seviyor da insan, zor olanı yapamıyor işte!
Kapitalist dünyamızda ihtiyaç duyduğumuza inandırıldığımız birçok şeyin arasında, dijital çağımızda bir öcü olmadığımızı anlamaya başladık. Kuşak, kuşak neler yaşadık. ,X kuşağı ergenlik yolunun başındayken, eşcinsel olmasının sorgusunu, anlamını çözmeye çalışırken, karşısında örnek olarak bir Zeki Müren, bir Bülent Ersoy vardı. Y Kuşağı Arto, Kuşum Aydın, Fatih Ürek ile karşılaştı. Tarkan’ın Gay olduğu iddiaları falan da Y kuşağına patladı. Y Kuşağını da homofobiden kurtaramadık. Umarım Z kuşağı kendilerinden önceki nesillerin yaşadıklarını yaşamaz, çektiklerini çekmez.
“Kafeye geldiğinde beni tanıman için yakama kırmızı bir karanfil takacağım.” dünyasından “Yer var mı? Uzaksın ok by.” dünyasına geçtik. Öyle geçtik demem kadar kolay olmadı elbette. Kaosun altından kalkamayanlar, enkazın altından çıkamayanlar çok. Hepimiz arzularının ekseninde, hayallerinin renklerinde, arayışın dibindeyken yaşadı hayal kırıklıklarını. “Acaba benim gibiler var mıdır?” diye sorarken kendimizi etrafımızda en yakından, en uzağa üstü kapalı bile olsa birçok kişiyi görebildiğimiz bir programın içinde bulduk. Malum programı duyan eşcinsel bireylerin etkisiyle bile, ciddi anlamda, dönemin ucuz android telefon satışlarında artış olduğunu tahmin etmek çok da zor değil. Amerikan uzunluk ve ağırlık ölçüsü birimleri yüzünden aramadığı tipte insanlarla tanışmak zorunda kalanlardan tutun da, yemin billah aşk aradığını söyleyen adamla tanışıp, seks gecesinin sabahında kendini hayattan soğumuş hissedenlere kadar neler yaşandı neler.
Tabi teknoloji android uygulamalarla gelişmeye başlamadı. Öncesinde ilginç internet siteleri de vardı mesela. Ünlü bir haber sitesinin chat sayfalarında ne muhabbetler döndü ne muhabbetler. Sen Türkiye’de kendini nadir olanlar arasında görürken Türk kelimesiyle gay siteler açılmıştı bile. İnsanlar bütün egolarını döktüler günlerce, aylarca, yıllarca. Jargonlara maruz kalıp, hızla yeni bir dil gelişti aramızda. Artık birbirimize isimler takıyorduk. Kendi aramızda birbirimizi ayırıp aşağılıyorduk. Sen şöyle değilsin uymazsın, böylesin uyarsın diyorduk ve bunun adına sohbet diyorduk. Kısaltmaları anlamadığımızda arkadaşlarımızdan yardım alır hale geldik. Ama arkadaşlarımızla sohbet etmeyi tercih edemedik bir türlü. Cinsel rollerin önünde Kurşunsuz Benzin için kullanılan tabirleri gördük. Full Performanstık çünkü. Dünyada sadece biz en iyi seksi yapabiliyoruz sanıyorduk falan filan.
Anlat anlat bitmez bu değişim. Beni ilgilendiren kısım her zamanki gibi SEVGİ! Hayallerimiz vardı dedim ya. İşte tam da bununla ilgili bahsettiklerim. Biz bu değişim karışıklığında her gün hayallerimizi yitirmek ile karşı karşıya kaldık. Farklıyız ve toplumun istemediği, korktuğu, korktuğu için nefret ettiği bir kesim olarak karşılaştığımız her umutsuz muhabbette biraz daha vazgeçtik sevilmeyi umduğumuz o tatlı rüyalardan. İlk cinsel deneyimde, ilk aşk denemesinde, ilk buluşmada hep ikincilere itildik.
Tam bu kısım için seslenmek istiyorum herkese, bize. Vazgeçmeyin. Yaşadığımız bu değişimden bizi sevgi kurtaracak. Hayallerinizi sevin ki gerçeğe dönüşsünler. Bizi kırdılar, çok üzdüler, biliyorum. Yine de güçlü durmaktır bize yakışan. Yaşadığımız tüm hayal kırıklıklarının bize getirdiği olgunlukla sevgiye yönelmek bizi insani tutacak, bizi egomuzdan kurtaracak tek şey. Sevgi insanın içinde yeşerdiği zaman, kendini de sever, çevresini de sever, kendisini üzeni bile sever. Şarkılar ne derse desin sevmeye kilitleyin yüreğinizi. Ne mutlu egosuyla savaş verip hayal kırıklıklarından nefret doğurmayanlara. Ne mutlu nefret edilmeye rağmen sevgi kelimesini dilinde tutacak cesareti gösterenlere. Bizden sevdiğimiz için korkanlara en büyük kanıt sevgimiz!
Direneceğiz! Sevgiyle, sevmeyenlere sevmeyi öğreteceğiz.
Bu şarkıları dinleyerek yazdığım için sizinle de paylaşmak istedim.
1. Deniz Seki – Masal
2. Rengin – Aldatıldık
3. Ahmet Kaya – Acılara Tutunmak
Hazırlayan: gobibearr
11. SAYI