Amerika’yı Yeniden Keşfetmek!

Mirabel Kardeşler

Uğrayacağı suikastten altı ay kadar önce,31 yıl süren diktatörlüğün önündeki en tehlikeli engellerden birisi olarak tarif etmişti; 3 kelebeği…  Kod adı kelebekti, 3 kız kardeşten birisinin, altmış yıldır ruhları özgür uçan ve kadın mücadelesinde bayrak olan direngeç, cesur kadınlar!

Hazırlayan: boyAlikus

 

Kadınlar bütün diktatörlerin korkulu rüyasıdır, sadece ülke ve şahıs adları değişir. Kadın kendini, gücünü keşfederse ve aydınlanırsa, toplum gelişir.

Kadının yaratma gücü sadece doğuma indirgenemez. Hangi başarının arkasında kadın yoktur ki, cefakârlarıyla, özverisiyle yahut mütevazılık gösterip; kendini ailesi için feda etmesiyle.

”25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele ve Dayanışma Günü ”, bizim gibi az gelişmiş ve orta doğu ülkelerinde her sene elimizden alınan haklarımız için kıran kırana bir mücadelenin de tarihi. 21. yüzyılda Amerika’yı yeniden keşfetmek zorunda kalıyoruz. İnsan olmanın getirdiği en temel haklar için kıyasıya bir savaş.

Kahkaha atamadığımız sokaklar, rahatça alış veriş yapmadığımız çarşılar -salatalık-patlıcan, vb…  alırken dokunup ellemek cinsel mesaj yolluyormuş – gün geçtikçe bize daralan iş hayatı ve kamusal alanlar…

Kâh toplum dışına itildiğimiz için zorlanan fuhuşta bedenlerimiz yakılıyor, kâh bir sabah nöbet dönüşü şort bahanesiyle çenemize tekme alıyoruz.

Tecavüze uğruyoruz, tecavüzcülerimizin özendirildiği yetmiyor gibi, 13-15’sinde körpe bedenlerimiz, tecavüzcülerimize peşkeş çekilmeye çalışılıyor. İlk anın travmasını bir ömür boyu yaşamamızı isteyen bir zihniyetle yönetiliyorken, kadın olmak, sessiz kalmak daha da zor.

Öldürülen, tecavüze uğrayan, kadın-çocuk-hayvan haberlerini okumadığımız hatta aynı güne bir kaç tanesinin haber olmadığı günümüz geçmiyor, burada istatistik vererek zaten zor olan bir konuyu daha da okunması acı bir duruma dönüştürmek istemiyorum!

Bir kaç gün önce cb’nin bir kadın danışmanı, demecinde şöyle söylüyor; Kadın şiddetinde aslında bir artış söz konusu değil, rakamlar 2008 düzeyinde, sadece” BASIN DAHA FAZLA ÜSTÜNE DÜŞÜYOR, GÖRÜNÜR KILIYOR! ” Demecin zaten yoruma da ihtiyacı yok!

Ya da yaşadığınız ülkenin başbakanı, sözde iş hayatında  ”kadına yönelik pozitif ayrımcılığı”, doğru bulmadığını ve ileride buna erkeklerin itiraz edebileceğini, haksız rekabete yol açacağını söyleyebiliyor!

Bu yazım, bu dergi için yazdığım 10’un üzerindeki yazılardan biri ve ne acıdır ki, kadın sorunlarına veya kadın haklarına kıyısından köşesinden dokunmadığım her hangi bir yazım yoktur bildiğim kadarıyla.

Bir ülkede, en temel haklar yahut politika, insanların, insan ilişkilerinde birincil sohbet konularıysa; o ülkede gelişmişlikten, hak-hukuktan bahsetmek mümkün değildir.

İnsan haklarıyla insandır, devredilemez, yukarıdan bahşedilemez!

Kadın Hakları, insan haklarıdır!

Sözümü alanlardan çekilmeyen,Ohal’de ve her halde direnen kadınlara minnetlerimi sunarak noktalamak istiyorum. Daralan cendere sebebiyle, kadınlar toplumsal alanın her yerinde ve ülkenin tüm noktalarında daha da yoğun mücadele ediyorlar, bir nebze olsun umutlandırıyor. Gelecek, gençler ve kadınların omuzunda.

Kadın özgürleşirse, toplum özgürleşir!

Kelebekler uçuşuyor, dünyanın her yerinde, her türlü haksızlığa ve hukuksuzluğa karşı.

Kelebekler, diktatörlerin korkulu rüyası olmaya devam ediyorlar!

Siz sayın diktatörler, Rafael Trujillo’laştıkça, biz kadınlar MİRABEL’lere dönüşeceğiz!

 

7. SAYI

HOMOJENOku

İndir