BDSM: Özgürlükten Kaçış

Her insanın kendine özgü düşünce yapısı ve yaşam biçimi vardır. Aynı tip insanlar ve fabrikasyon ürünü gibi birbirinin kopyası kişilerin ortaya çıkması durumunda ise bir toplumdan ve radikal kitlelerden bahsedilemez. Her insan kendi özel yapısındaki farklılıkları ile vardır ve toplumu bu farklılık ayakta tutar. Sosyal statünün yanında bir de insanların kendi özel yaşamları, kendi öğretileri, hayat görüşleri vardır.

Örneğin; Jainizm dini. Bu dine mensup olan jainler ne sebeple olursa olsun hiçbir canlının hayatına son vermezler. Bitki ve hayvan da yemezler. Meyveyi ağaçtan düşerse yerler. Patatesi kök olduğu için asla yemezler. Bir yaşamı başlatmadan sonlandırmış olurlar. Olağan veganlığın da ötesi.

Buna benzer bazı kişiler BDSM’yi kendine bir yaşam felsefesi, bir disiplin olarak hayatlarına entegre etmiş olabilirler.Arama motoru Google, 2006 yılında yayınladığı bir araştırmada, dünya çapında en çok aranan kelimeleri açıkladı. Zeitgeist (zamanın ruhu) adı verilen listede bir kısaltmanın şimdiye kadar en çok aranan popüler kısaltmalarının bile önüne geçtiği tespit edildi. USA (United States of America) veya NBA (National Basketball Association) gibi geçmişin en çok aranan kısaltmaları BDSM (bondage and discipline – dominance and submission – sadism and masochism) tanımının gerisinde kaldı.

BDSM; itaat edilme açlığı olan bir bireyle (cinsiyetten bağımsız), itaat ve hizmet etme açlığı olan diğer bireyin bu açlıklarının karşılıklı olarak giderildiği, fantezi rol yapma oyunu olmanın ötesinde bir alt kültürdür.

BDSM alt kültürüne gönül vermiş insanlar sosyal yaşantıları olan, insan ilişkileri ve toplumla iletişimi olan, sorumlulukları olan, toplumun diğer bireyleriyle eşit anayasal hakları olan kişilerdir. Toplum içindeki diğer bireylerden onları ayıran ten unsur kendi özellerinde yaşadıkları bdsm yaşantısıdır ki bu tamamı ile kendi rızası ile deneyimlediği bir durumdur.

BDSM alt kültürü sempatizanları toplumun her kesiminden ve statüsünden kişiler olabilir. BDSM’de toplumun bireye yüklediği sosyal rollerden çok kişinin kendi öz benliğinde bastırılmış yönlerinin açığa çıktığını görürüz. Örneğin iş ortamında emrivaki sert bir mizaca sahip olan bir kişi özel hayatında itaatkâr bir köle olabilirken kimsenin yüzüne dahi bakmadığı ezik bir temizlik görevlisi birçok köleyi domine eden ve boyun eğdiren bir sahibe olabilir. BDSM kültüründe sosyal statünüzün bir etkisi yoktur.

Refah seviyesi yüksek coğrafyalarda BDSM alt kültürünü benimsemiş bireyler daha rahat bir şekilde kendilerini ifade ederken tutucu gelenekçi toplumlarda içe kapanık bir hareket tarzları vardır.

Akıl Hastalıkları Teşhis ve İstatistik El Kitabı’na (DSM-IV) göre “fanteziler, cinsel arzular ve davranışların; ancak klinik anlamda belirgin bir strese yol açması, sosyal, mesleki veya diğer önemli alanlarda kişiye zararlı olması halinde” sadizm ve mazoşizmin ruhsal bir bozukluk olarak kabul edileceğini belirtiyor. Bunu uzun yıllar boyunca psikiyatrik bir hastalık olarak gören tıp uzmanları da BDSM’nin rızaya dayalı olmasından doyalı son yıllarda tavır değiştirdiler.

BDSM’nin, rol yapma oyunlarından (RPG) çok farkı olmadığını öne süren uzmanlar da mevcut. Online olarak oynanan bu oyunlarda katılımcıların şövalye veya büyücü gibi belli kahramanları canlandırdığını vurgulayan uzmanlar, BDSM’de ise efendi/köle ikilisinden biri gibi davrandığını belirtiyor.

Bu durumun oluşması için karşılıklı güven ve samimiyet ortamının oluşması şarttır. Samimiyetine inanmadığınız, dürüst olmayan, sizi suistimal edeceğinden şüphelendiğiniz birisine ruhunuzu ve bedeninizi teslim edemezsiniz.

Tüm bunların ötesinde BDSM’yi kendine bir felsefe, hayat tarzı hatta din olarak gören kişiler de mevcut.

Kaotian Tarikatı; üyelerini GOR (The Chronicles of Counter Earth) adlı (1966) romandan esinlenen insanların oluşturduğu bir tarikat.

Gor (The Chronicles of Counter Earth) Adlı kitaba göre; bizim dünyamızla aynı yörüngede, güneşimiz ile daima aynı hizada kalacak şekilde arka tarafında yer alan bu yüzden dünyadan teleskopla bakıldığında bile görülmeyen Gor adlı gezegende kadınlar erkeklere karşı savaş kaybetmiş, ölmek yerine ömür boyu hizmet etmek ve köle olmak şeklinde bir anlaşma yapmışlar.

Kendilerine Goreans ya da onlardan ayrılan grubu temsilen Kaotian adını veren gruplar Gor dünyasındaki yaşam tarzını benimseyen insanlardan oluşuyor.

Kaotian; Liderliğini İngiliz Lee Thompson’ın yaptığı ve ülkemizde “Köle Kadınlar Tarikatı” olarak bilinen ilginç bir oluşum. İngiltere’nin kuzeydoğu bölgesinde Berwick’ten York’a kadar olan bir bölgede yaklaşık 350 tane Kaotian takipçisinin bar ve pub’larda düzenli olarak buluştukları söyleniyor. (Bkz: Munch)

BDSM’yi bir yaşam biçimi olarak kabul etmiş bu mezhep Goreans adında başka bir mezhepten ayrılmış ve sadece İngiltere’de 25.000’in üzerinde üyesi olduğu iddia ediliyor. Kadınlara tasma takıp, onları dört ayak üzerinde yürütüp, seks kölesi olarak kullanıyorlar. Tabii ki kadınların rızası dâhilinde gerçekleşiyor.

Nasıl bu durumda olabildiklerine gelirsek aslında bunun akılcı bir izahı olmayabilir fakat cevaplardan birisi, “seküler modernitenin insan ilişkilerini sosyal ve etik bağlamlarından koparmış olmasıdır” denebilir.

Kimse yaşadığı hayatın sorumluluğunu üstüne almak istemiyor. BDSM’de size yüklenen sorumluluklar ise sahte birer sorumluluk. Bir gerçeklikten ya da sorumluluk almaktan kaçış ya da Erich Fromm’un dediği gibi; Özgürlükten Kaçış.

Fromm insanların ani gelişmeler ile bulundukları otoriter yapıdan özgürlüğe ulaşmalarına sebep olan süreçlerin uzantısında, özgürlükten ve kendi almak durumunda kaldıkları kararlarından korkup, iradelerini, kendilerini esir edecek liderler seçerek, o lidere devretmeyi tercih ettiklerini söyler.

Fromm’a göre insanlar özgür olmanın sorumluluğunu alabilme cesaretini gösterme konusunda sorunludurlar. Bu yüzden özgürlük hep arzu edilen özlenen bir şey olmakla birlikte nihayetinde mecburen vazgeçilene dönüşür ve değersizleşir. Değerli kavramını tanımlarsak; İstenildiğinde elde edilemeyen, sadece sahibinin rızasıyla alınabilen şeylerdir.

BDSM felsefesinde Sahip olduğunuz tüm iradeniz ve özgürlüğünüz elinizden alınıyor ve zaten size ait olan hayatınız ödül olarak size geri veriliyor.


bdsm pride bayrağı


leather latex bdsm pride bayrağı


transgender biseksuel bdsm pride bayrağı

BDSM bir içgüdüdür. BDSM felsefesi ile ilgilenen birinin dini inancı olması gerekmez ancak buna rağmen inançlı biri ile aynı davranışları sergiler. Dindar toplumda yaşayanlar nasıl ki Tanrı’nın kudretine boyun eğmek zorunda ise BDSM’de de benzer şekilde hizmet edilen bir kudrete koşulsuz teslimiyet ve itaat ön plandadır. Kendi benliğinden ve seçimlerinden vazgeçip daha üst bir kudrete boyun eğme içgüdüsü.

Kendi kişisel tercihimiz özgürlüğümüz sandığımız şey bize ne yapmamız gerektiğini söyleyenlerin dayatmalarıdır. Bu gibi durumlarda insan bireysellikten çıkar ve özgür iradesini içinde bulunduğu sosyal sisteme teslim eder çünkü özgür olduğumuz için burada değiliz, özgür olmadığımız için buradayız. Kaçmak için bir sebebimiz olmadığı gibi kalıp savaşmak için de bir sebebimiz yok. Kalan tek seçenek: Boyun eğmek.

Kaynak: Erich Fromm/Özgürlükten Kaçış

hazırlayan: çıldırdım

 

HOMOJENOku

İndir

1 Trackbacks & Pingbacks

  1. 13. SAYI – HOMOJEN

Comments are closed.