Nitelikli okuyucular olarak sizlerin mutlaka tanışmasını istediğim bir kitap var: Can Çavuşoğlu’nun ilk kitabı olan “Bağımlı”. Bu etkileyici kitabı anlatmadan önce sizlere sevgili Can Çavuşoğlu’ndan kısaca bahsetmek isterim.
Hazırlayan: Büşra Köse
Eğer gökkuşağının elli tonu olsaydı, bu tonların tamamı Can Çavuşoğlu’nda mevcut olurdu. Öylesine renkli, öylesine şeffaf bir kişiliği var ki insan ne ona karşı kayıtsız kalabiliyor ne de onu sevmeden durabiliyor. Can Çavuşoğlu’na kim olduğunu soracak olursanız, size öncelikle sadece bir insan olduğunu söyleyecektir. Biraz sohbet etme imkanı bulduğunuzda ise O’nun şeffaflığını, saygılı duruşunu, eşitçiliğini ve açıklığını ister istemez fark edersiniz. Aynı zamanda harika bir dost olduğunu da…
Can Çavuşoğlu öncelikle yazar kimliğini hakkını vererek taşıyan, aynı zamanda kararlı bir aktivist olma özelliğine sahip olan bir yazar. Batı Florida Üniversitesi’nden yüksek lisans mezunu. Bahçeşehir Üniversitesi ve Uğur Dershaneleri gibi köklü kuruluşlarda öğretim görevlisi olarak yer aldı ve yöneticilik yaptı. Yaklaşık 3 yıl süreyle Çin Halk Cumhuriyeti’nde misafir akademisyen olarak yer aldı. Ve tam da kendisinden beklenecek bir yüreklilikle, Türkiye’nin ilk eşcinsel belediye başkan adayı olarak bağımsız adaylığını ortaya koyup basında sansasyon yarattı.
Mevzu bahis olan kitabımız Bağımlı’ya gelecek olursak, bu kitabın Can Çavuşoğlu için ayrı bir anlam taşıdığına inanıyorum. Hayatın tümünün aslında bir bağımlılık olduğu fikrinden yola çıkılarak oluşturulmuş olan kitap, aynı zamanda Can Çavuşoğlu’nun gerçek cinsel kimliğinin dışa vurumu olma özelliğini taşıyor. Bu açıdan kitabın kritik bir duruşunun olduğunu ve fazlasıyla değer taşıdığını düşünüyorum. Sevgili Can, bunu bir “dolaptan çıkma projesi” olarak adlandırıyor. Kitabın içeriğinde, eşcinsel bireylerle ilgili birtakım bilimsel araştırmalar bulunuyor. Bunun dışında, hikayenin akışına bağlı olarak, psikolojik tedavilerde kullanılan ilaçların kullanım alanları, yapıları ve özelliklerinden de bahsedilmiş. Böylelikle, hikayenin içeriği zenginleştirilerek, akıcılığın ve heyecanın yanında sağlam bir donanıma sahip olması da sağlanmış.
Bağımlı’da baş karakter Melih’in seri cinayetler işlemeye başlamasıyla gelişen olaylar zincirini okuyoruz. Melih karakteri, kitabın giriş bölümünde alkol tedavisi gören, bağımlı ve aynı zamanda bipolar duygu bozukluğu hastalığına sahip bir karakter olarak betimlenmiş. Melih, bir yandan bu rahatsızlıklarıyla savrulurken bir yandan da içinde bulunduğu zihinsel ve duygusal karmaşa sırasında yoğun bir şekilde geçmişini sorguluyor ve ölümle hesaplaşıyor. Bu sırada yaşadığı travmalar onu kilit noktaya getirdiğinde ise ardı ardına seri cinayetler işlemeye başlıyor. Özellikle ilk cinayetini işlediği an için yaratılan sahnede, Melih’in iç hesaplaşması esnasında içinde biriktirdiği nefreti çağırışı oldukça etkileyiciydi. Melih cinayetleri işlerken, hikayeye dedektif Arif ve ortağı Mecit dahil oluyor ve okurlara birbirinden hareketli sahneler sunuyorlar.
Kitapta, başlangıçta olay akışından çok anlatım ön plandayken, hikayeye bir de kriminal psikolog dahil oluyor ve böylelikle okuyucunun ilgisi derinleşiyor. Ayrıca hikayeyi yazarın kendi ağzından dinliyormuşuz gibi hissettirmesi, kitabın samimi bir anlatımla yazıldığının bir göstergesi. Yazar, doğru alıntıları kitabın doğru yerlerine yerleştirerek bütünlüğü korumuş.
Bağımlı’da hemen hemen tüm karakterler bir maddeye ya da bir duygu oluşumuna bağımlı. Kitap aynı zamanda diğer tüm insanların da mutlaka bağımlılıklarının olduğunu, en nihayetinde de kendi hayatlarına olan bağımlılıklarını vurguluyor. Dolayısıyla insanoğlu olarak bu hayatta kalma iç güdümüzle, amacımıza ulaşabilmek adına sürekli bir mücadele ve çoğunlukla çok çetin olabilen savaşlar içerisine giriyoruz. Hangi savaşa girip hangi şekilde mücadele verdiğimiz de hayatın dayatmaları dışında, seçimlerimizle belirleniyor. Hayatta kalmanın esas bağımlılığımız olduğu düşünülürse, hayatta kalma durumumuzu sürdürebilmek adına girdiğimiz mücadelelerde hangi yan bağımlılıkları seçimlerimizle belirlediğimiz bilgisine ulaşabilir ve dolayısıyla bağımlısı olduğumuz hayatımızı daha da nitelikli hale getirebiliriz diye düşünüyorum. Seçimlerimizi doğru yapabildiğimiz ve “sürdürebildiğimiz” başarılı, mutlu ve iyi bir hayat yaşamanız dileğimle, sevgiler…
3. SAYI
