Dantel

Sırdaşım, sana yeni hitap şeklim bu. Her alanda olduğu gibi bu defterde de kendime özgü bir iz bırakmak istedim. Olmadı ama, dediğini duyar gibiyim. ‘A benim aklı havada kızım, sence senden önce kimse defterine sırdaşım dememiş midir’ dediğini de hemen arkasından duydum. Gel gör ki şundan adım gibi eminim Gizem’in bana önerdiği gibi Bir Orospunun Günlüğü olarak anılmak eminim istemezdin. Bence o da olurdu ya, neyse… İnsanların karşımıza çıkmaya cüret ettiği her alanda kendilerini sakladıklarını düşünürsek ne olduğumu düşünüyorlarsa o olarak yazmaya emin ol gücenmezdim.

Bugün kafeye bir çocuk gelmiş ben alışverişteyken. İz Gazetesi diye yerel bir gazetenin kafede de dağıtılmasını istiyormuş. Güven Abla gazetenin LGBTİ haklarını savunduğunu bildiği halde kafeye gelen herkesi kucaklamak isteğinden kibarca reddetmiş genç gazeteciyi. Yelda ile Güven Abla’nın bu tutumunu değiştirmeye çalışmaktan vazgeçtik. Ona defalarca nasıl olsa bizim yönelimlerimizi öğrendikten sonra buraya ayak basacak insanlar bize karşı hoşgörülü olan tayfa olacak, bari onların desteğini arkamıza alalım dediysek de dinletemedik. Güven Abla hala toplumun her kesimini bağrına basabilecek bir ütopik kafe fikrinden vazgeçmiyor. Kafenin duvarlarına asmak istediğimiz tiyatro afişleri de bu nedenle veto yedi. Eşcinsel kimliği bas bas bağıran objeler istemiyormuş etrafında. Yelda ile önünde sonunda bu kafenin eşcinsellere hizmet vereceği konusunda bahse girmeye karar verdik ama ikimizde aynı fikirde olduğumuz için bahis mevzusu açıldığı gibi kapandı.

Bu akşam kafeden çıkarken teyzem aradı. Anneme ablamdan bir kargo gelmiş. Ablamın bir buçuk senedir evli olduğu kocasıyla ne kadar mutlu olduklarını gösteren birkaç fotoğraf ile yine ablamın çeyizine koyduğumuz, on altı yaşındayken benim ördüğüm dantelleri göndermiş. Teyzemin dediğine göre dantelleri daha önce göndermek veya çöpe atmak istemiş ama çeyizini kayınvalidesinin yanında açtığında, kayınvalidesinin çok beğendiğini görünce bu isteklerinden vazgeçmek zorunda kalmış. Sonraki ziyaretlerinde de bu danteller sorulduğu için bir süre salondaki büfeyi süslemek zorunda kalmış benim dantellerim. En sonunda ablam bir hezeyan anında o orospunun hiçbir şeyini etrafımda istemiyorum diyerek büfeyi içindekileri devirip kırmak pahasına dantellerden temizlemiş. Nihayetinde de danteller onları ördüğüm ana evine geri dönmüş. Neden bilmem ama annemin onları kolalayıp etraftaki sehpalara serdiğini duyunca çok mutlu oldum. Belki ben ana evine geri dönemiyorum ama bir parçam orada.

Ablam o efsunlu konuyu açıp aileyi büyük bir yıkıma sürüklediğimi savunduğu o akşamdan beri (ameliyat kararımı) hayatımızda olmamak için büyük çaba gösterdi. Kocası benim durumumun asla hoş karşılanmayacağı bir ideolojiye sahip olan bir partinin önemli bir kolunda görev almaktaydı. Nitekim bu adam ablama görücü geldiğinde onun bir erkek ya da kız kardeşe sahip olduğunu söylemediğini öğrendik. O sırada memlekette, ailemin yanındaydım. Babam vefat ettiğinden eve girebilmem için vize çıkmıştı bana adeta. Annem bu duruma içerlediği halde ablamın bekası için sesini çıkarmaması gerektiğine karar vermişti. Görücü gelen aile sayesinde ablam bu taşra çöplüğünden! kurtulup refaha kavuşacaktı zira. Nitekim bütün gece ana evinde, doğduğum evde bir hayalet gibi dolaştım. Ablam beni yardıma gelen komşu kızı olarak tanıtmıştı müstakbel ailesine. O gece ben ablamı bir daha geri kazanamayacağıma emin bir şekilde kaybettim.

Danteller anneme geri geldiğinde sapsarı imiş. Ablamın beni her zaman gördüğü gibi lekeliymişler. Mamafih, ben ablamla bir kez daha karşılaşmak zorunda kalsam o lekelerin dantellerin uzun süre saklanmasından dolayı olduğunu, gün ışığına çıktıklarında her ipliğinin temizleneceğine emin olduğumu söylemek isterdim. Gizli kalan her şey bir güve gibi içimizi çürütür, sonunda ise hem kendine hem etrafındakilere mikrop saçan bir nesne haline gelirsin. Ben zehirlenmek istemedim be abla, ayan beyan ortaya çıkıp bembeyaz kalmak istedim.

Geri kalan hikâyeyi zaten biliyorsun, bir süre sonra dayım anneme taşındığı için ana evi bana yine yasaklanmış oldu. Ablam ise hayatında büyük bir leke saydığı ailesini çoktan mezara gömüp kocasıyla evcilik oynamaya başlamıştı bile. Annemle bile düğünden sonra annemin benden vazgeçmek istemediğini öğrenince görüşmeyi bırakmış, bir süre sonra da kocasıyla başka bir şehre taşınıp irtibatı tamamen koparmıştı. Ablam kendi deyimiyle tamamen aklanıp paklanmıştı.

Yazan: Vaveyla93

12. SAYI

HOMOJENOku

İndir