2015 yılında LGBTİ’ler adına neler yaşandı?

*2015’in ilk ayında tüm LGBTİ bireylerin neredeyse birebir yaşadığı akran zorbalığına, eğitim sistemindeki cinsel yönelim ayrımına yönelik olumlu bir gelişme yaşandı. İngiltere’de 3 yıl içinde LGBTİ bireyleri içinde barındıran bir okul açılabileceği basına yansıdı. Geçen sene eylül ayında 14 yaşındaki Elizabeth Lowe adlı öğrenci, lezbiyen olduğunu ebeveynlerine söylemekten korktuğu için Manchester’da kendini asmıştı. Bundan aşırı etkilenen, Kuzey Batı LGBTİ Gençliği’nin stratejik müdürü Amelia Lee böyle bir projeye adım attı. Henüz LGBTİ bireyi olduğumuzu söyleyemediğimiz ülkemizden LGBTİ okulların açılacağı ülkelere sevgiler yolluyoruz.

wunthri

*Türkiye ise 2015’in ilk aylarında bir intihar haberiyle çalkalandı. Bu intihar, Eylül Cansın’ın önce sosyal medya hesabından video paylaşması ardından da kendini Boğaziçi Köprüsü’nden aşağı bırakmasıydı. Videosunda “Yapamadım, çünkü insanlar bana izin vermedi.” diyen, hayatın tüm zorluğuyla karşılaşan bir kadındı. Ölürken bile geride bıraktığı köpeğini de düşünecek kadar merhametli ve sevgi dolu bir insandı.

Ölümünün ardından iyi olmuş diyenler de oldu, çok üzüldük ah vah diyenler de oldu. İşin aslı trans çeteleri diyenler de oldu. Çok şey oldu ama öncesinde olan Eylül’e oldu. Ülke gündeminde büyük yer edinen bu olay 2 gün sonrasında unutuldu. Ülke olarak LGBTİ intiharlarını politikleştiremedik, cinayetlere intihar der olduk.

*Politikada LGBTİ görünürlüğü 2015 yılında yine LGBTİ bireyler adına önemli bir konu içerdi. İlk kez trans milletvekili adayı gösterildi bu sene. Politikada LGBTİ görünürlüğünden oldukça rahatsız olan sözde “muhafazakar” kesimler buna sert tepkiler gösterdi. İbneleri meclise sokturmayız sloganlarıyla toplum bir kez daha nefret söylemlerini meşrulaştırsa da 2015 genel seçimlerinde açık kimlikli gey ve trans kadınlar aday gösterildi. SPoD tarafından imzaya açılan LGBTİ sözleşmesi mecliste 2 parti tarafından tanınıp imzalandı. Seçim bildirgelerinde eşcinsellere yer verildi.

*ABD’nin en başarılı korolarından olan Boston Gay Men’s Chorus ilk kez Türkiye’ye geldi. 27 Haziran Zorlu Performans Sanatları Merkezi’nde düzenlenecek olan konser homofobik bahaneler nedeniyle iptal edilip bazı basın yayın organları tarafından hedef gösterildi. Konser tarihinin Ramazan ayına denk gelmesi bahane edilerek, güvenlik problemlerini öne sürülerek konser iptal edildi. Fakat Boğaziçi Üniversitesi’nin davetiyle grup Türkiye’ye gelip sahne aldı. Homofobiye karşı sessiz kalınmayacağının belki küçük ama önemli bir gelişmesiydi bu. Aynı zamanda konseri iptal eden yetkililere homofobinin bedelini bütçe olarak ağır ödeten grup, homofobiye karşı bir kez daha gücünü hukuksal yollarda göstermiş oldu.

*Onur Yürüyüşü’ne onursuz müdahale yapıldı! Tüm LGBTİ bireylerin ve heteroseksüellerin, homofobi karşıtlarının dört gözle beklemiş olduğu Onur Haftası’na polisin orantısız güç kullanımı gölge düşürdü. Bu sene 13. Kez düzenlenecek olan Onur Yürüyüşü’ne yapılan müdahale sadece iç basında değil dış basında da olay oldu. Valiliğin hiçbir açıklama göstermeksizin, onur yürüyüşünün olduğu gün Ramazan ayını bahane ederek toplumsal hassasiyeti gerekçe gösterdi. Polis biber gazı, toma, plastik mermi ile kişinin kendinden duyduğu onuru göstermek için çıktığı alanda on binlere saldırdı. Tarihe bir kara leke daha düştü. Her şeye rağmen direnildi, o yürüyüş yapıldı. Dünyada Stonewall olur da Türkiye’de olmaz mı? Sorarlar, lubunyam, hesabını bir gün sorarlar.

*ABD’de en yüksek yargı mertebesi Yüksek Mahkeme’nin eyaletlerin eşcinsel evliliği yasaklamasına yönelik getirdiği kısıtlama ters tepti. Birçok ülkede eşcinsel evliliğin önü açıldı. Homofobikler kendi kuyularını kazdı denebilir bu duruma. Dünyada bu gelişmelerin ardından toplamda 19 ülkede eşcinsel evlilik yasallaşmış oldu. Bu ülkeler Kanada, ABD, Brezilya, Uruguay, İzlanda, Norveç, İsveç, Finlandiya, Danimarka, Hollanda, Belçika, Lüksemburg, İspanya, Portekiz, Fransa, İrlanda Birleşik Krallık, Güney Afrika ve Yeni Zellanda. Meksika’nın da bazı hukuki bölgelerinde yasal oldu.

Eğer eşcinselliğe en ağır kısıtlamaları getiren ülkeyi düşünürsek listenin başını Rusya çekiyor. Eşcinsel evlilik konusunda da en çok tepkiyi veren ülke Fransa oldu. Eşcinsel evliliğin yasallaşmasına yönelik meclis kararının ardında Katoliklerin ve muhafazakarların öncülüğünde çok geniş katılımlı protestolar gerçekleşti.

Eşcinsel evlilik de neymiş diyenlere kısa bir hatırlatma yapalım. Eşcinsel çiftlerde boşanma oranı heteroseksüel çiftlere oranla daha az.

*2015 ne yazık ki bizim için pek de iyi geçmedi. Yazımızda Boysan ile Zeliş’i es geçemezdik. Gezinin Zeliş’i ve Boysan’ımızı bir trafik kazasında yitirdik. Gerek feminizm, gerek LGBTİ hareket için bir çok projeye öncülük yapan aktivistlerimizi 5 Eylül gecesi saat 22:23 sıralarında Çanakkale’de bir trafik kazasında yitirdik. Boysan’ın hayali olan toplumsal eşitlik birimi ise kendisinin ölümünün ardından tekrar gündeme geldi ve gerçekleşmiş oldu.

*“Seks işçiliğinde de varız, edebiyatta da varız” dedik. Kültür hayatının canlandığı eylül ayında toplumsal düzene karşı gelen 2 dergi hazırlandı. Pulbiber ve Homojen dergi. Pulbiber dergisinin yazarlarının çoğunu kadınlar oluşturuyor. Homojen dergisinin de yazarlarının çoğu LGBTİ bireyler. Fakat iki dergi de sadece cinsiyet ve cinsel yönelim ayrımlarına, kadın ve lgbti haklarına yönelik değil. Kültür de var, edebiyat da var, spor da var. Bu açıdan kadınların ve LGBTİ bireylerin görünürlüğünün önünü açmasında büyük bir adım oldu. Kadınların eve hapsine, LGBTİ bireylerin görülmemesine karşı ses oldu. Pulbiber dergisi Didem Madak’ın Pulbiber Mahallesi kitabından esinlenerek bu adı aldı. Homojen ise LGBTİ bireylerin toplumdan ayrıştırılamayacağını vurgulamak için Homojen adını aldı.

*Eşcinseller öldürüldü, hedef gösterildi. Işid vurdu medya korudu. Evet, yanlış duymadık. Işid, Irak ve Suriye’de ele geçirdiği bölgelerde eşcinsellerin izini sürerek buluyor, çoğunu yüksek binalardan aşağıya atarak öldürüyor ve infaz görüntülerini internetten yayınlıyor. Işid sadece bu yıl 26 eşcinselin infaz görüntülerini paylaştı, ancak örgütün öldürdüğü eşcinsellerin sayısının bundan çok daha fazla olduğu tahmin ediliyor.

Işid örgütünden kaçmayı başaran bir eşcinsel ise olanları şu şekilde anlattı: “Işidliler ‘Kafir, homoseksüel. Ona Allah’ın emrettiği cezayı vermeye geldik.’ demişler. Babam da onlardan bunu doğrulamak için bir gün süre istedi. Babam bağırdı çağırdı. Eğer doğruysa beni kendi elleriyle teslim edeceğini söyledi. Annem araya girdi ve Irak’ı terk etmem gerektiğini söyledi.

Eskiden Iraklı milisler eşcinsellere tecavüz eder ve onları korkunç bir şekilde öldürürdü. Ancak profesyonel bir şekilde izimizi sürmezlerdi. Işid ise bir eşcinseli yakaladığında onun iletişimde olduğu herkesin izini sürüyor. Tek tek bütün eşcinsellerin peşine düşüyor. Ben kaçabildiğim için şanslıyım fakat geride kalanlara ne olacak?”

Türkiye’de de bu olaylara benzer olaylar yaşanmadı değil. Onur yürüyüşünün ardından Genç İslami Müdafaa diye adlandırılan bir grup Ankara’ya “Lut Kavmi’nin çirkin işini yapanı görürseniz, faili de mef’ulü de öldürünüz!” ifadelerinin yer aldığı afişler asmaya başladı. Hiçbir şekilde ceza almayan grup bir kez daha Türkiye’de nefret söyleminin meşru olduğunu kanıtladı.

*LGBTİ deriz, homofobi deriz Hormonlu Domatesi es geçebilir miyiz? Hormonlu Domates Ödülleri bu sene 11. kez sahiplerini buldu. Biz de sizin için bunları siyasetten kuruma, eğlence dünyasından spora, sansürden medyaya sıraladık.

Siyaset kategorisinde ödül, Game Of Thrones müzikleri eşliğinde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a verildi.
Sansür kategorisinde ödül, bahsettiğimiz Boston Eşcinsel Erkek Korosu’nun konserini iptal eden Zorlu Center’a gitti.
Kurum kategorisinde ise ödül, “müsait” ve “oğlan” kelimelerinin açıklamalarıyla gündeme gelen TDK’ye verildi.
Medya kategorisinde ise ödül, kendisine “alkolik, eski solcu” diyen İlber Ortaylı’ya “Ben onu hep hanımefendi sanatçı olarak bilirdim, cadaloz bir mahalle karısı düzeyine inmiş. Ayıp olmuyor mu kız abla?” diyen Engin Ardıç’a verildi.
Yayıncılık kategorisinde ödül “Kızları Kız Gibi, Erkekleri Erkek Gibi Yetiştirmek” kitabının yazarı Psikolog Banu Yaşar’a gitti.
Eğitim kategorisinde ödül, Zorlu Performans Sanatları Merkezi’nin konserinin iptal etmesinin ardından yeni mekân arayışına giren Boston Eşcinsel Erkek Korosu’na kapılarını açan Boğaziçi Üniversitesi’ni hedef gösteren Medeniyet Üniversitesi Rektörü İhsan Karaman’a verildi.
Eğlence kategorisinde ödül, İstanbul Teknik Üniversitesi’ndeki (İTÜ) Lady Gaga konserine katılan LGBTİ’leri sosyal medyadan hedef gösteren Niran Ünsal’a gitti.
Spor kategorisinde ödülü, Fenerbahçe kadın basketbol takımının eski oyuncusu Angel McCoughtry’ya cinsel yöneliminden ötürü tehdit eden Fenerbahçe yönetimi almaya hak kazandı.

Evet, sizin için derlediğimiz 2015 yılında LGBTİ bireyler için olumlu – olumsuz gelişmeler listesi burada sona erdi. Liste daha çok olumsuz gelişmeler gibi görünse de ne yazık ki ülkenin gerçekleri bu.

2. SAYI
HOMOJEN
Okumak İçin Tıklayın!
İndirmek İçin Tıklayın!