Ağustos ayında Ayı Sözlük’te neler konuşuldu?

Ürünün meyve verir de ondan elde ettiğin yıllanmış şarabı içmez misin? Ayı sözlük dört yaşında zirvesinde de ” yaz yaz nereye kadar ” gullümü eşliğinde eldeki hünerden başka hünerler olduğunu da sergiledi yazarlar ve kurtlar sayemizde biraz daha özgürleşti. Ankaralı kıskanç ama bir o kadar da haklı yazarlar boş durur mu, onlar da  Ayı sözlük dört yaşında Ankara zirvesi adı altında biz de vardık dediler bu emekte ve bunu hayata geçirdiler. Eylül ayı içerisinde gerçekleşmesi beklenen Ayı sözlük dört yaşında İzmir zirvesiyle de birbiri hakkında fikir sahibi olan yazarlar görünür olacak ve ne dersiniz belki de bu görünürlük başka eşcinselleri de özgürleştirecektir. Dört yaşın bir getirisi de hiç şüphesiz dergi müjdesiydi; Homojen dergi. İster altyapılı özgüven de, ister her şeye karşı bir ülkede cesaret hapı içildiğini düşün, istersen dolaptan çıkan eşcinsellerin kıyafete bile ihtiyaç duymadığından dem vur; artık eşcinseller daha cesur, daha çoksesli; alışmamak için görmedim duymadım bilmiyorum demeye daha çok ihtiyacınız olacak. Derginin hazırlık aşamasında gelen ivmeyle daha da tırmanışa geçen Ayı sözlük haziran ayında 10. sıradayken İnteraktif sözlükler temmuz 2015 sıralamasında 9. luğa kadar tırmandı. Bunu 3 büyüklerin zirve mücadelesinde daha düşük bütçeli bir takımın geriden bile olsa atağa kalkmasıyla eşleştirmek yanlış olmaz. Kim ne derse desin bu öngörülemeyen büyük bir başarıdır.

Kitap okuyanların libidolarının düşük olması tezi seksi, hayatımızın nedense ayrı bir yerinde gören, mekanik olmaktan öteye geçirmeyen, hayal gücünün nelere kadir olabileceğini bilmeyen yanlarımızla ilişkili gibi. Oysa duyacağımız en samimi kelimeler değil midir bizi baştan çıkaran ve söyleyen ağza bir kere daha mühürleyen, bedenler üzerinde şiirsel şekilde gezindirecek, hayal gücümüz hep kamçılamaz mı keşfetmeye, el yordamıyla karanlıkta iz sürmeye. Seks yapınca kaybedilen şeyler kitap okumaya vakit ayıramamanın dışında libidoysa eğer kazanılan bedavadan mutlulukla yeniden ve fazlasıyla inşa edileceği muhakkak. Ya tecavüze uğrayınca kaybedilen şeyler? İnsanlara olan güven ihtiyacı ve belki cinsel ilişkiden soğuma olarak karşımıza çıkabilir. Cinsel tacize maruz kalan çocukların eşcinsel olma ihtimali de işte tam bu noktada bize dayatılan bir zorunluluktan öteye gidemiyor. İnsanın aklına belki aseksüellik geliyor ama keyif alınarak hemcinsinle yapacağın paylaşımların sadece yönelimle ilgili ve sorgulamaya ihtiyaç duyulmayacak bir farklılık olarak anılması yeterlidir. Karımla yakalasam kıskanmayacağım tek erkek başbakanımızdır çıkışı Erdoğanla birlikte destekçilikten sevgiye, aşka, seks partnerliğine uzanan tuhaf yolculukta bitmek bilmeyen fantezilerden sadece biri. Her şeyi halı altına süpürmek bir yere kadar seni daha ” temiz ” gösteriyor ama başkalarında ahlaksızlık olarak biçtiğin duyguları yanlış yerlere fışkırtmana engel olamıyor; biz marjinallere düşense gülmekle ağlamak arasında gidip gelmeye neden olan bu açıklamaları gullüm eşliğinde çekirdeğe meze yapmak. Fanteziler fora ama memelere sansür ise herkesin gözüne soka soka emzirmesinler açıklamasıyla hortladı. Gördüğü her şeyden tahrik olan, bu nedenle de kendi karısını evde biblo sokaktaki kadınıysa bu yolun yolcusu olarak gören zihniyetin hamileyken karnını sakla, emzirirken memeni demesine şaşırmamak lazım. Çünkü her şeyin sahibi olmaya alışmışlar, sahip olamadıklarını da akılları sıra imanla, ahlakla sindirmeye çalışıyorlar. O nedenle de  Türkiye’de ensest gerçeği bu zorla sahip olma, başkalarından beslenme, her daim iktidar olmaktan besleniyor. Erkeğin tüm kadınları, yetmediği taktirde tüm erkekleri dölleme arzusu sınır tanımayan tahrikkar/tahripkar üslupla tam gaz sürüp gidiyor. Aslında tüm bu bacağını, memeni kapatlar sahip olunmayanı karalama arzusundan başka şey değil.

Hazırlayan: naringergedan

1. Sayı

1. Sayı

Okumak için tıkla

İndirmek için tıkla