Cornell Üniversitesi’nin yaptığı araştırmaya göre gay veya lezbiyen ebeveynlere sahip çocukların mutlulukları konusunda hakkında yazılmış 79 bilimsel makale mevcut. Bu 79 makalenin 75 tanesi, gay veya lezbiyen ebeveynlere sahip çocukların, heteroseksüel ebeveynlere sahip çocuklardan daha kötü bir yaşama sahip olmadıklarına kanaat getirmiş. Her ne kadar kimi çalışmaların örneklemi küçük tutulsa da bazı çalışmaların kontrol grubu dahi olmamasına rağmen, araştırmacılar bu tür çalışmaları çocukların yaşam kalitelerini artırmada kullanabilecekleri bilgiler içermesi nedeni ile büyük ve kapsayıcı çalışmaları çok da gerekli görmüyor. Kalan 4 araştırma da gay veya lezbiyen ebeveynlere sahip çocukların diğer çocuklara oranla dezavantaja sahip oldukları sonucuna varmış. Fakat bu 4 çalışmanın da örnekleminin aile ayrılığı yaşamış çocuklardan oluştuğunu göz önüne alındığında, birçok araştırmacı bu çalışmaların LGB bireyler tarafından yürütülen aileler için doğru sonuçlar doğurmayacağını savunmuştur. Bunların hepsini bir araya getirince, 30 yıldan daha fazla bir araştırma sonucu olarak genel kanı gay veya lezbiyen ebeveynlere sahip çocukların diğer çocuklardan daha farklı sıkıntılar ile karşılaşmadığıdır.
Gay/lezbiyen ebeveyn olmanın riskli olduğunu savunan çalışmaların değerlendirilmesi:
Bahsedilen 4 çalışma da aynı eksiğe sahip. Çalışmalardaki çok az örneklem çocuk aynı cinsiyete sahip aileler tarafından yetiştirilmiş. Diğer kalanlar, önceleri heteroseksüel aileler tarafından yetiştirilirken ya ebeveynlerden biri ya da ikisi sonradan kendisini gay veya lezbiyen olarak belirtip ailenin dağılmasına sebep olmuş, ya da homoseksüel ilişkide bulunmuştur. Bu ekstra stres faktörü, ailenin dağılmasına ya da aile içi kavgalara sebebiyet vermiştir. Bu tür ailelerde yetiştirilmiş çocukları “homoseksüel anne-babaya sahip çocuklar” olarak belirtmek yanlış olduğu kadar aldatıcı da zira bu çocuklar uzun bir süre heteroseksüel anne-baba tarafından yetiştirilmişken, daha sonra, olayların gelişmesi ile genelde yalnızca bir gay ya da lezbiyen anne ya da baba ile kalmışlardır. Örneklemin çok azında çocuklar uzun süreli bir gay veya lezbiyen çift tarafından yetiştirilmiştir. Bahsedilen bu 4 çalışmanın yazarları, bu tür ailelerin genellikle gay veya lezbiyen ebeveynleri olan çocukları temsil ettiğini ve bu nedenle, çocukların bir ya da daha fazla gay veya lezbiyen ebeveyn ile yaşadığında neler olduğunu gösterdiğini düşünmektedir.
Gay/lezbiyen ebeveyne sahip olmanın bir farkının olmadığını savunan çalışmaların değerlendirilmesi:
LGB ebeveyn araştırmalarının bazı eleştirileri, araştırmacıların sıklıkla kullandığı “kolaylık örneklemesi” olarak bilinen, örneklemlerin küçük ve rastgele seçilmediği yönteme dönüktür. Bu alanda yapılan kolaylık örneklemesi bir kusur olarak kabul edilmez, ancak bu metot genellenebilirliğe yönelik bir sınırlamaya sahiptir. Sosyolojide ve özellikle psikolojide küçük, niteliksel ve uzun süreli çalışmaların, diğer olasılık çalışmalarına göre avantaja sahip olduğu düşünülmekte. Bu tür veriler, araştırmacıların büyük ve istatistiksel çalışmaların sıklıkla gözden kaçırdığı, zaman içerisinde çocuğun gelişimindeki incelik ve özellikleri fark ve analiz etmelerine izin verebilir. Tabi burada, aynı cinsiyete sahip ebeveynleri olan çocukların diğer çocuklardan bir farkının olmadığını bulan bazı araştırmaların da büyük ve temsili veriler kullandığını da belirtmek gerekli. Stanford araştırmacısı Michael Rosenfeld tarafından 2010 yılında yapılan bir çalışmada, aynı cinsiyetteki ebeveynleri olan 3,500 çocuğun okul gelişimini incelemek için nüfus verileri kullanılmış ve ailelerin arka planlarını kontrol ederken aynı cinsiyetten ebeveynleri olan çocuklar ve karşı cinsiyetten olan ebeveynleri olan çocuklar arasında anlamlı bir farklılık bulunamamıştır. Bir başka çalışma da çok geniş bir topluluğu temsil eden, uzun süreli bir gözlemle 158’i gay veya lezbiyen ebeveyne ait olan 20,000 çocuğu incelemiştir. Aile içerisindeki sıkıntıları kontrol eden bu çalışma, bahsi geçen 158 çocuğun okullarındaki diğer arkadaşlarından çok da farklı bir sonuç göstermediğini ortaya koymuştur.
Kaynak: Cornell University
Hazırlayan: ürkek
12. SAYI