Bir sürü seyahat arasında pasaportu bizi gösterdi Çizenbayan’ın. Seyahat, yaşam ve Türkiye’de kadın ve eşcinsel olmayı konuştuk. Tüm samimiyeti ile sorularımı yanıtladı. Alın elinize kahvenizi 2017’nın ilk mükemmel röportajını bir solukta okuyun.
Hazırlayan: Uğur Ateşli
Bu aralar neler yapıyorsun?
Bu sıralar daha fazla seyahat ediyorum. İstanbul’daki evimi kapattım. Artık bir evim yok ve tamamen seyahat ederek zamanımı geçireceğim.
Çok radikal bir karar değil mi bu?
Bazı değişim dönemlerinde bu tarz radikal kararlar vererek mücadele ediyorum hayatla. İşlerle ilgili olsun özel hayatımla ilgili olsun yolunda gitmeyen şeyler vardı. Ve oldukça panik oluyorum, içim daralıyor bazen. Bu yüzden böyle bir karar aldım. Sağ olsun çok güzel insanlar kazanmışım ki bu kararı sosyal medyada yazdığımda Dünyanın her yerinde bir sürü kanepem oldu.
İstanbul’u seviyor musun?
Bu soruya cevabım zaman zaman değişiyor. Elbette çok seviyorum ama dağı, taşı değil içinde yaşayan insanları çok seviyorum. Burada yaşayan arkadaşlarım için endişeleniyorum bazen. Ayrıca Avrupa’da doğup büyüyüp açık fikirli ve toleranslı olmak kolay fakat burada aynı fikre sahip olmak kolay değil diye düşünüyorum.
Kadın olmak zor mu Türkiye’de?
Türkiye’de kadın olmak elbette zor. Çocukluktan beri Duygu Asena kitapları ile büyümüş biriyim. Annemin katkısı çok büyük burada ama kadın olarak doğduğun ilk günden beri karşı karşıyasın bu ayrımcılıkla. Ben ise her zaman içten içe başa çıkmaya çalıştım bununla. Örnek vermek gerekirse kadınlar araba kullanamaz diyenlere inat hep bunları tersine çıkarmaya çalışırcasına mücadele içinde oldum.
Seyahat etmek seni özgürleştiriyor mu?
Tabii canım, böyle oh çekiyorsun. Çocukken babama çok özenirdim. Babam mesleği gereği çok seyahat ediyordu. Ama anneme özenip mimar oldum. Öğrenciyken bir bursum vardı ve bu fırsatla başlayıp seyahat e çalışmaya başlayınca devam ederim dedim. Sonra ne kadar şanslıyım ki işim haline geldi. Seyahat etmeyi çok seviyorum.
Bir yere ait olma duygusu ne ifade ediyor senin için?
İhtiyaç duyduğum bir şey. Çok sevdiğim arkadaşlarımın yanında kendimi bazen ait hissediyorum. Bu durumda değişiyor ama genel olarak toplum içinde genel ahlak vb. konularda yozlaştığımızı düşünüyorum.
Kendini evinde gibi hissettiğin şehirler var mı?
Berlin, New York ve Santiago bana ev hissiyatını veren şehirler.
Çok klişe bir soru soracağım ama seyahate çıkmadan önce ve seyahat sırasında kesin yaparım dediğin şeyler var mı?
Seyahat esnasında mutlaka yerel lezzetleri tatmaya özen gösteririm. Kamboçya’ya ve Vietnam’a gittim. Fastfood restoranları arayan arkadaşlarım vardı. Her yerde tadına bakamayacağım lezzetleri tercih ettim. Seyahat öncesinde ise eskiden çok daha fazla eşya taşıyordum, Artık daha kompakt hale getirdim. Çok daha fazla seyahat ettiğim için zaman kazandırıyor.
Gelecek seyahatlerinde hangi güzergâhlar var?
Ocak ayında doğum günümü kutlamak için Meksika’ya gitmeyi planlıyorum. Bu sıralar birde Avustralya, Güney Afrika ve Kolombiya’ya çok gitmek istiyorum.
Türkiye’deki eşcinsel hakları hakkında ne düşünüyorsun?
Yok gibi. Çok üzücü ama zamanla bir şeyler yapılabilir. Diyalogla birçok şeyin çözülebildiğini biliyorum. Babam eskiden eşcinselliğin bir hastalık olduğunu ve tedavi edilebilir olduğunu düşünüyordu. Hâlbuki babam oldukça açık fikirli ve tatlı bir adamdır. Ben diyalog ile bunu babama bir tercih bile olmadığını anlatabildim. Bir şeyler yazılıp çizildikçe, göz önünde olundukça umut var.
Ünlü ve magazinin göz önünde çok daha fazla birisi olsaydın, cinsel yönelimini saklar mıydın?
Neden saklayayım ki. Ben her şeyimi açık açık yaşayan bir insanım. Olduğumuz gibi olmadıktan sonra paranın ne anlamı var. Niye rol yapayım, olduğum gibi yaşamak isterim. Ama kimseyi de eleştirmek istemiyorum Türkiye’de kolay olmuyor.
Son olarak sürekli seyahat ediyorsun. Sürekli değişen mekân ve ruh hali söz konusu iken hiç bipolar olmaktan korkuyor musun?
Bazen delirmekten korkuyorum. Çok hızlı yaşıyorum ve sürekli değişen şeyler var hayatlarımızda. Fakat iyi anılar biriktiriyorum. Şu anlık bir sıkıntı yok her şey yolunda.
7. SAYI
