Sinema algısını değiştiren öteki filmler (Bölüm: 4)

Querelle (1982)

Alman sinemasının en yenilikçi isimlerinden Rainer Werner Fassbinder’ın bazen müzikale dönüşen bazen eğlenceli bir deniz gazinosunu andıran yer yer de ihtiraslı eşcinsel içerikli sahneleri ile dikkat çeken filmi.

Filme dair en güzel göndermeyi en başından; Türkiye’de film festivallerinin bağımsız ve çok renkli olduğu birkaç yıl öncesinde film festivallerinde gösterilmesi nedeniyle yapabilirim. Malum bu filmi artık Türkiye’deki yeni sinema kafasıyla festivallerde görmek mümkün değil. Aynı göndermeyi yine Türkiye’de festivallerde gösterilen Sebastiane (1976) ile Flesh+Trash+Head üçlemesi için de yapabilirim.

Yönetmen Fassbinder’in en sükseli filmi olarak kabul edilen ve gerek dünya sinemasının gerek Alman sinemasının göklere çıkarılan eşcinsel kültü Faustrecht der Freiheit (Özgürlüğün Zorbalık Hakkı-1975)’den sonra bu filmde de yönetmenin; arızalı ve hayli psişik özellikleri ile dikkat çeken Brad Davis (Querelle) üzerinden olay örgüsünü işlediğini görüyoruz.

Eşcinsel simgeleri dolaylı yoldan kullanma konusunda uzman olan yönetmen bu filmde de penis şeklinde beton gemi direklerini, yine eşcinsel ilişkiye giren çiftlerin resmedildiği buğulu gemi camlarını filmde bol bol kullanır. Filmin ışık ve renklendirme bakımından o dönem için milat kabul edilebilecek kadar başarılı olduğu konusunda herkes hemfikir olsa da; konu bakımından pek çok izleyici ve eleştirmen fikir ayrılığına düşmüştür. Bu da konu bazında sahne geçişlerinde yaşanan ve konu dışına çıkıldığı iddiasını ortaya koyan repliksiz duygusal sahnelerdir. Diyalog bakımından filmin sıkıntılı olduğu iddiasına rağmen kendi dönemi hatta bugün için bile en iddialı eşcinsel kütlerinden biridir.

Rainer Werner Fassbinder’ın son filmi olan Querelle yönetmenin en çok özendiği işlerden de biri olmuştur aynı zamanda. Filmin sinema afişi için aylarca Andy Warhol’un kapısını aşındırmış sonunda usta sanatçıyı bu konuda ikna etmeyi başarmıştır. Warhol o güne kadar kullandığı fotoğraf ve sinema tekniklerini bu kez bilgisayar ortamı içinde birleştirerek sinema tarihinin en özgün sinema afişlerinden biri kabul edilen görsellerinden birine imza atmıştır.

Konuya gelince Querelle’yi Brad Davis canlandırmaktadır. Filmde hayli melankolik ve yalnızlaşmış bir hayat süren bir subayın, denizci olan ve erkekleri ayartma konusunda usta olan Querelle’ye olan hisleri anlatılır. Feria isimli bar şeklindeki eşcinsel genelevi filmin odak noktasıdır. Lakin barda oynanan zar oyununda kazanana istediği verilmekte kaybedene ise zorla eşcinsel ilişkiye girme şartı koşulmaktadır.

Filme damga vuran bir diğer ayrıntı da film boyu güzel sesinden şarkılar duyduğumuz yaşayan efsane Fransız oyuncu Jeanne Moreau’dur. Sahne geçişlerinde yaşanan duygularla ilintili olarak şarkılar söyleyen oyuncunun okuduğu Each man kills the thing he loves adlı şarkı ve Oscar Wilde’ye yapılan gönderme enfestir.

Fransız eşcinsel yazar ve yönetmen Jean Genet’ın romanından uyarlanan filmin başarısında romanın senaryoya olan katkısı da büyüktür. Un chant d’amour gibi aykırı hikayeye de imza atan yazar, Querelle’de eşcinsel dünyasının en atipik hikayelerinden birine imza atmıştır.

Film, filmin sinema afişi derken etkileri sinema alanıyla da sınırlı kalmamış, moda dünyasına da tesir etmiştir. Jaen Paul Goultier, deniz moda akımını bu filmden yola çıkarak oluşturmuş; meşhur erkek denizci vücudu şeklindeki parfüm şişesini de filmden esinlenerek tasarlamıştır.

 

Erkek Gibi Ölmek (Morrer Como Um Homem-2009)

Fassbinder sinemasına bir gönderme niteliğinde olan João Pedro Rodrigues filmi. İstanbul Film Festivalinde özel seçkiler bölümünde bizzat yönetmenin katılımı ile izlemiştim bu filmi. Filmden önce eşcinsel sinemaya dair güzel bir sunum yapan yönetmen esprileri ile izleyicileri yerlere yatırmıştı.

Lizbonlu travestilerin hayat hikayelerinden yola çıkarak bir anlatım seçen film;  Drag Queen olarak yaşama tutunmaya çalışan Tonia üzerinden giderek hikayeyi işler. Tonia’dan cinsiyetini değiştirmesini isteyen erkek arkadaşı bir baskı kaynağı olmuştur. Ancak yaşlanmakta, psikolojisi bozulmakta ve eski genç günlerini aramaktadır. Gençlerle rekabete girmekte de zorlandığı için bu hem özel hayatına hem de iş hayatına etki etmekte;  aniden ortaya çıkan hastalığı onu başka bir hayat mücadelesine sürüklemektedir.

Trans birey, Travesti ve geçiş gibi konuların uzun uzadıya irdelendiği film; özgür sinema dili ve gözünü budaktan esirgemeyen aykırı senaryosu ile nispeten yakın dönem sayılabilecek bağımsız eşcinsel sinema alanında yapılmış en iyi işlerden biridir.

Kurgu bakımından sıfır hata içeren film, duygu dolu finali ile de hayli sarsıcıdır. Hem erkek olmak hem de kadın gibi yaşamak zorunda kalan bir bireyin sosyal yaşamdaki aynasıdır da denebilir film için.

Hazırlayan: futurelavirs

8. SAYI

HOMOJENOku

İndir